Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi, 60 milyar dolarlık maliyeti ve ekonomistlerin eleştirileri eşliğinde sona yaklaşıyor. Bir zamanlar 140 milyar dolara ulaşan KKM bakiyesi, sıkı para politikalarıyla 11,8 milyar dolara kadar geriledi ve toplam mevduatlar içindeki payı %2’ye düştü.
Ekonomim’deki habere göre, KKM’nin uygulandığı dönemde TL, dolar karşısında ciddi değer kayıpları yaşadı. Bu kayıplar, Hazine’nin üstlendiği kur farkı ödemelerini astronomik seviyelere çıkardı. Sistem, 2021’de %44, 2022’de %29, 2023’te %37 ve 2024’te %16 olmak üzere, TL’nin değer kaybına engel olamadı. Yapılan hesaplamalara göre, KKM’nin Türkiye’ye toplam faturası 60 milyar dolar olarak belirlendi.
EKONOMİSTLERDEN SERT ELEŞTİRİLER
Ekonomi çevreleri, KKM’nin maliyetli ve sürdürülebilir olmayan bir politika olduğu konusunda baştan beri uyarıyordu. Önde gelen ekonomistlerin görüşleri şöyle:
Dr. Mahfi Eğilmez: KKM’nin döviz talebini ötelediğini, kamu maliyesine büyük bir yük getirdiğini ve kalıcı güven inşasını engellediğini belirtti.
Prof. Dr. Emre Alkin: Sistemi “pansuman politikası” olarak nitelendirdi ve 60 milyar dolarlık maliyetin başka yatırımlara aktarılsaydı daha faydalı olacağını savundu.
Prof. Dr. Hakan Kara: KKM’nin para politikasının etkinliğini azalttığını ve risk primini yükselttiğini ifade etti.
Esen Çağlar: Sistemin en büyük sorunlarından birinin, kur farkı ödemelerinden orantısız bir şekilde büyük mevduat sahiplerinin yararlanmasıyla adil olmayan bir gelir dağılımı sağladığını vurguladı.
Uğur Gürses: KKM’nin TL’yi güçlendirmesi beklenirken, aslında TL’den çıkışı hızlandıracak beklentileri pekiştiren dövize endeksli bir ürün olduğunu belirtti. Haber Merkezi