Ramazan sohbetleri...
Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım isteyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara-153)
Ramazan ayının elbette pek çok faydası ve güzellikleri vardır. Bu hususla alâkalı olarak bugüne kadar pek çok şey yazıldı ve söylendi. Ancak sabra bakan yönüyle Ramazan ayı, diğer zamanlara göre çok mühim farklılıklar arz eder.
Haksızlık veya herhangi bir olumsuzluk söz konusu olduğunda, ya da başımıza gelen musîbetler veya nefsimize ağır gelen tutum ve davranışlar karşısında göstermiş olduğumuz metanet ve dayanma gücüne sabır denir.
Sair zamanlar, en küçük bir menfi hadise karşısında, hemen tepki gösterip kızgınlığımızı öfkemizi ve hatta kin ve nefretimizi ortaya koyarken, Ramazan ayının hikmeti ve oruçlu olmanın neticesi olarak, Rabbimiz bizlere geniş bir sabır ihsan ediyor. Bilhassa oruçla birlikte, kıldığımız namazlar, okuduğumuz Kur’ân ve duâlarla, bütün günlerimiz ibadetle geçmiş oluyor. Bu mübarek ayda sabır, farklı bir boyut kazanıyor ve Ramazan ayı sabrın selâmet bulduğu bir ay haline geliyor.
Her ne kadar sabırda zirveyi, Ramazan ayında kazanmış olsak da, Ramazan sonrası, maalesef tekrar başa dönüyor ve adeta kaldığımız yerden devam ediyoruz. Oysa bizler, sadece Ramazan ayında değil, her daim sabır üzere hareket etmek mecburiyetindeyiz. Zira öfke ile yaşamak Müslüman’ın şiarı olamaz. Sabır, Müslüman için bir zorunluluk olmaktan öte, bir ihtiyaçtır. Aksi durumda telâfisi mümkün olmayan sonuçlar meydana gelecek, hem dünya ve hem de ahiret hayatımız bize zindan olacaktır.