"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

O, biz ve izlerin icması

Erat KOCAOĞLAN
30 Nisan 2015, Perşembe
Ey istikamet ve muhabbet insanı, yerde yürüyenlerin en şereflisi, imanın, rahmetin ve ümidin elçisi, kelimenin değip titrediği güzellik ve incelik sahibi, anlam arayışımızın rehberi, kalp sokaklarımızın ıtırı, aşktan hâsıl, “abduhu ve resuluhu.”

Kur’ân-ı Kerîm’de O’na (asm) hitaben, “vemâ erselnâke illâ rahmete’n-li’l-âlemîn”. Biz, seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik, buyruluyor. Onun sevgi ve merhamet peygamberi olduğunu anlayan şair nasıl da taşı yerine koymuş.

“Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl/ Muhabbetsiz Muhammed’den ne hâsıl?”

Yirmi üç yılık peygamberlik zamanının, yirmi bir yüzyıllık tarihimize bedel olduğu kudsi müjdeci. Sen bizim soluğumuzsun ey âlemlere rahmet. Huzur semtimizsin, müsamaha yolunun zirvesisin. Sen en güzel inşirahsın, huzur projelerinin mimarısın. Bugün her şeyden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz özlemimizsin. Sen ki bir dirilişin en zarif ifadesisin ey gönüllerin sultanı. Teşbihi ikrara imkânsız bir sürursun ey gül insan. Sen hal dili en mükemmel, ruh dili en kusursuz sevgilisin.

Kambur cümlelerimi mazur görün, ama bugün darmadağın bir suretteyiz. Önümüzden, arkamızdan, sağımızdan ve solumuzdan bizi çok yaraladılar. Her sokak başında bir Ebrehe ordusu ve bilmeden ona yardım eden bölük bölük Müslümanlar. Sana dair hislerimiz maalesef karın boşluğunda. Protez kalplerimiz inşirah bulmuyor ey Allah’ın resulü. Sen ümmetinin derdiyle dertlendiğin için kendinden hüznün peygamberi olarak söz ettin. Ama biz seni çoğu zaman kalabalığın içinde kaybediyoruz. Hüznün bir gramını dahi kendimizde bulamıyoruz. “Varlığının kaç bahara bedel olduğunu bilmeyenler, yokluğunun ıztırabını nasıl duysunlar efendim”?

Senin bize öğrettiğin ve dillendirdiğin frekansın çok uzağındayız Efendim. Anlayışımız sakat, telkkilerimiz dökülüyor. Ne yazık ki, mükellefiyetlerimizi kavrayamıyoruz. İmam Gazali’nin teşhisiyle “ıssız bir yalnızlık” içindeyiz. Senin yolunun dışındaki her şeyin nesnesi haline geldik. Kalp ve zihinlerimize korseler takılı. Aramıza modern diye tabir edilen dünya girdi Efendim. Mübarek yüzünüzde oluşan hasır izini unutup, sizlerle kendi aramıza mağazalar, sokaklar, rengârenk ışıklar, haramlar, çeşit çeşit yeni şeyler soktuk. Sizi çok unuttuk. İzinizi izleyemedik.

Size hiç benzemedik. İman ettiğimizi söylüyoruz, ama birbirimizi nedense hiç sevmiyoruz. Özelliklerimizin çoğu belirttiğiniz gibi değil efendim. Meselelere flu bakıyoruz, zan yapıyoruz, üç maymunu oynuyoruz, gereğinden fazla da gevşek ve rahat davranıyoruz. Hal-i pürmelalimiz ne olacak Efendim. Yüzünüze, yüzünüzdeki dertli gözlerinize nasıl bakacağız. “Sen bizi unutmazsın, Allah seni bize unutturmasın” ey özlenilmeye ve sevilmeye en layık varlık.

Okunma Sayısı: 2061
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı