Türkiye’nin önünü tıkayan dertlerden biri de bu. Eğitim sistemimizde bu alışkanlığı kazandıracak çalışmaların yeterli ölçüde yapıldığını söyleyen çıkar mı? Okullar bitiyor belki, ama aynı ölçüde kitapların okunup bitirildiğini söylemek zor.

Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü tarafından “Gençliğe Yönelik Yayıncılık” temasıyla düzenlenen 7. Dinî Yayınlar Kongresi’nde gençlik ve kitap konusu tartışmış. İstanbul’daki “İslâm Araştırmaları Merkezi”nde (İSAM) düzenlenen kongrenin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, köklü zihniyet değişiminin gerçekleştiği bugünlerde farklı bir gençlik profili ile karşı karşıya bulunulduğuna dikkat çekmiş.

Bugün farklı yaklaşım ve hareketleri olan bir gençlik bulunduğunu anlatan Erbaş şöyle demiş: “Bunda dünyayı zaman ve mekân açısından küçülten küreselleşmenin yanında, toplumsal hayatı bütün yönleriyle etkisi altına alan bireysellik, dünyevîleşme, sanal hayat, popüler kültür pratikleri gibi gençliği ideal boyuttan uzaklaştıran faktörlerin etkisini inkâr edemeyiz. (...) Birçok medya aracı vasıtasıyla vizyona konulan, eğlence ve gösteri endüstrisi tarafından özellikle gençliği merkeze alarak servis edilen imajlar karşısında, yayın hizmetinde bulunanlar olarak neler yapabiliriz? Zamanın ruhu olarak gördüğümüz gençliği, her türlü mecrada oluşturulan karmaşanın gölgesinde, salim fıtratıyla nasıl buluşturabiliriz? (...)

Bu dünyanın umudu olan gençliğin potansiyelindeki heyecan ve idealizmi, İslâm’ın insana hayat veren ilkeleri ışığında nasıl pratiğe dönüştürebilir, ideal istikameti nasıl tahkim edebiliriz? (...) Bu bağlamda gençlerin anlama, kavrama ve yorumlama becerilerine doğrudan hitap edebilen, onların iç dünyalarına daha çok temas edebilen, sıradanlıktan uzak yayınlarla onları buluşturmak bizim için önemli bir sorumluluktur.” (AA, 19 Nisan 2019)

Aynı kongrede konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı da gençlik çağının hassasiyet ve samimiyet yüklü bir dönem olduğunu ifade ederek, gençliğe yönelik yayıncılığın itina gerektiren bir alan olduğuna işaret etmiş.

Prof. Martı’nın, şu tesbitleri de mühim: “Hem gencin zihnine hitap ederek onun aklında kalan sorulara doğru cevaplar verebilmek hem de onun gönlüne dokunarak manevî ve ahlâkî gelişimine katkıda bulunabilmek için başarılı bir yayıncılığa ihtiyacımız olduğu ortada. Zira her genç bizim geleceğimizdir, umudumuzdur ve idealimizdir. Gençlerin varoluş gayelerini idrak etmeleri, kendileriyle ve Rabb’iyle sağlıklı bir ilişki kurabilmeleri, kâinatla ve sosyal çevre ile dengeli hayatlar sürdürebilmeleri ancak dinî yayıncılıkla mümkün.” 

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz da okuma konusunda yeni bir seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek, “Bu seferberlik de medyayı seyretme, sosyal medyaya göz atma yerine yeniden kalp ve göz ile yeniden kitap ile buluşmaktır. Bu yüzden yeni bir seferberliğe ihtiyacımız var.”

Gençleri kitaplarla buluşturacak bir kampanya açılmasının tartışma gündemine gelmiş olması önemlidir. 

Böyle bir kampanya Millî Eğitim Bakanlığı’nın da desteğini almalı. Kitap okuma alışkanlığını kazandıracak kampanyalara ne kadar destek verilse yine de azdır. 

Çare bellidir: Kitap okumak, okumak yine okumak...