Allah (cc), Kasım’dır. Yani hakkı bâtıldan ayırır, hak ile adâleti taksim eder, kullarına hak ettiğini verir.
Allah Teâlâ, yaratıklarının haklarını kâmilen ihsân eder, mahlûkatına hak ile muâmele yapar. Hayat sahiplerine istek ve ihtiyaçları olan nîmetleri gereği gibi taksim eder ve paylaştırır.
Peygamber Efendimizin (asm) bildirdiği Kasım ismi, Kur’ân’da fiil sîgasıyla gelmiştir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Onların dünya hayatındaki geçim vâsıtalarını Biz taksim ettik. Birbirlerine iş gördürmeleri için bazısını bazısına derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.” 1
Bediüzzaman’a göre, varlıkların yaratılmalarında çokluk ile beraber çabukluk; san’at ve intizam ile beraber kolaylık; ucuzluk ve karışıklık ile beraber kıymet ve ayırma iç içedir. Yani yaratılışta ne çokluk, kaliteyi bozar; ne çabukluk, kıymetsizliğe sebep olur; ne kolaylık, intizamsızlık ve san’atsızlık getirir; ne de ucuzluk, kıymeti düşürür. birbirine karışmış tohumları ve çekirdekleri birbirine bulaşmadan, bulaştırmadan, bulandırmadan ayırmak ve yeni bir hayat îcat etmek, ancak ve ancak bir tek Vâhid Zât olan Cenab-ı Hakk’ın emriyle ve kudretiyle olabilir. O kudrete hiçbir şey ağır gelmez. O kudrete nisbeten yıldızlar, zerreler kadar; en büyük şey, en küçük şey kadar; azametli ve her şeyi kuşatmış bir bütün, basit ve küçük bir parça kadar; koca yeryüzüne hayat verilmesi, bir ağaca hayat vermek kadar; dağ gibi bir ağacın yaratılması, tırnak gibi bir çekirdeğin yaratılması kadar kolaydır. Bütün bu işler, O’nun tarafından sonsuz rahatlıkta gerçekleştirilir; yapılan, yaratılan her şey mükemmel bir san’atla icat edilir. 2
Bediüzzaman Said Nursî, her şeyin birbirinden eşsiz bir ilim ve benzersiz bir hikmetle nasıl ayrıldığını görmek için ağaç, çiçek ve otların birbirine benzeyen muhtelif tohumlarından bir avuç alınıp birbiriyle karıştırılarak karanlıkta karanlık, basit ve cansız toprak içinde defnedilmesini örnek verir. Bu tohumların ve çekirdeklerin ölçüsüz, eşyayı fark etmeyen ve nereye yüzünü çevirsen oraya giden basit su ile sulanması halinde, bahar mevsiminde her tohumun hassas bir ilimle ayrıldığının görüleceğini, her çekirdeğin özel bir itinâ ile tanındığının izleneceğini, her filizin sonsuz bir hikmetle büyütüleceğinin gözden kaçmayacağını beyan eder. 3
Dipnotlar:
1- Zuhruf Sûresi: 32.
2- Şuâlar, s. 145.
3- Lem’alar, s. 189-190.