Suriye’nin kuzeyinde, YPG’nin de dahil olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) “Delta Crescent Energy LLC” adlı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli enerji şirketiyle yaptığı petrol anlaşmasına YPG’yi PKK’nın uzantısı olarak nitelendiren Türkiye’den tepki geldi. DW’deki habere göre Türkiye Dışişleri Bakanlığı, yapılan petrol anlaşmasını “terörizmin finansmanına destek adımı” olarak nitelendirerek, ABD’nin bu anlaşmaya destek vermesini kınadı. Dışişleri’nin açıklamasında “ABD’nin uluslararası hukuku hiçe sayan, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, birliğine ve egemenliğine kasteden ve terörizmin finansmanı kapsamına giren bu adıma destek vermesini esefle karşılıyoruz” denildi. “Anlaşmanın PKK/YPG’nin girişimi” olduğu vurgulanan açıklamada, “Suriye’nin doğal kaynakları Suriye halkına aittir” ifadeleri kullanıldı. Bir süre önce SDG’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki topraklarda petrol çıkarmak, işlemek ve ticaretini yapmak üzere Delta Crescent Energy LLC adlı şirketle bir anlaşma imzaladığı basına yansımıştı.

Suriye’nin egemenliğine tehdit

Şam yönetimi de yapılan petrol anlaşmasına tepki gösterdi. Şam, yapılan anlaşmanın uluslar arası hukuka aykırı olduğunu savunarak, ülkenin tabiî kaynaklarının çalınmaya çalışıldığını söyledi. Anlaşmayı kınayan Suriye Dışişleri Bakanlığı, atılan imzanın Suriye’nin egemenliğine tehdit oluşturduğunu da söyledi. TC Dışişleri Bakanlığı da anlaşma ile ilgili olarak, “PKK/YPG terör örgütü, bu adımla Suriye halkının tabiî kaynaklarına el koyarak bölücü gündemini ilerletme emelini açıkça gözler önüne sermiştir” değerlendirmesinde bulundu ve “Suriye’nin doğal kaynakları Suriye halkına aittir” dedi. Ankara’nın “Suriye’nin kuzeydoğusundaki topraklarda petrol çıkarma, işleme ve ticaretini yapmak üzere” imzalandığını ifade ettiği anlaşmayla ilgili açıklamasında da uluslar arası hukuk vurgusu yapıldı: “ABD’nin uluslar arası hukuku hiçe sayan, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, birliğine ve egemenliğine kasteden ve terörizmin finansmanı kapsamına giren bu adıma destek vermesini esefle karşılıyoruz. Hiçbir meşru saikle gerekçelendirilemeyecek olan bu tasarruf asla kabul edilemez.” Şam’ın bir numaralı müttefiki Rusya’nın da tartışmaya dahil olması beklenirken yapılan anlaşmaya şu ana kadar sadece Şam ve Ankara’dan tepki geldi.

Gazze’den sonra Suriye’yi de vurdu

İsrail ordusu, savaş uçakları ve helikopterlerle Suriye’deki bazı askerî tesisleri vurduğunu duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, vurulan hedefler arasında komuta merkezleri, gözetleme ve istihbarat noktaları ile askeri üsler olduğu belirtildi. DW’deki habere göre hava saldırısına gerekçe olarak da Pazartesi günü Golan Tepeleri bölgesindeki sınır hattında patlayıcı maddelerle saldırı girişimi gösterildi. Açıklamada ayrıca, “İsrail ordusu, Suriye topraklarında olan tüm faaliyetlerden Suriye hükümetini sorumlu tutmaktadır” ifadesi kullanıldı. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin aktardığı bilgilere göre İsrail ağırlıklı olarak, ülkenin güneyindeki Kuneytra vilayetine bağlı Tel Ahmar bölgesini hedef aldı. Suriye devlet televizyonu ise İsrail’in düzenlediği hava saldırılarında sadece maddi zarar meydana geldiği ve Suriye ordusunun bu saldırılara karşı karadan havaya savunma sistemleri ile cevap verdiği bildirildi.