İZMİT YENİ ASYA - AHMET ÇÖKREN
ahmetcokren@yahoo.com

Yeni Asya Medya Grup İzmit Temsilciliği tarafından organize edilen “İzmitli Ağabeyler Mehmet Kutlular ile ilgili hizmet hatıralarını anlatıyor” programı online olarak gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü Ahmet Cemil Çökren’in yaptığı program, Kasım Cesur’un Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ile başladı. Ardından merhum Mehmet Kutlular Ağabeyin İhlas Risâlesi’nden okuduğu ders videosu yayınlandı. Ardından ağabeyler hatıralarını anlattı ve hatim duâsı ile sonra erdi. 

Ali Demir: “1983 son baharında yapılan genel seçim sonrası 1984 yılı baharında yapılacak mahalli seçimlere DYP’nin de katılacağı kesinleştikten sonra, gazetemiz Yeni Nesil’de yoğun şekilde DYP haberleri yer almaya başladı. Üstadın içtimaî hayata dair derslerini müzakereli bir şekilde yapıyor olsak da kafamda bazı istifhamlara sebep oldu. Kutlular Abiye mektup yazmak aklıma geldi ve yazdım.

“Seçimlerden önce bana bir mektup geldi. Üzerinde el yazıyla adresim yazılmış. Mektubu merakla açınca “Mehmet Kutlular” imzasını gördüğümde ne yapacağımı ne söyleyeceğimi şaşırdım. Kendi el yazısıyla Kutlular Ağabey cevap yazmış… O seçim dönemi için yayınlanan sarı renkli 4 sayfalık ‘lâhika’yı da içine koymuş ve ilâveten de tatmin olmazsam Trabzon’da rahmetli Ramiz Selçuk Abiyle bu konuyu konuşabileceğimi belirtmişti.

“1980’deki ilk görüşmemde hafızamda kalan “kartal bakışlı sert görünümlü” Kutlular Abi imajı, Cağaloğlu’nda sefertasında evinden getirdiği bir parça yemeğini benimle paylaşınca “vakur ve şefkatli bir Kutlular Abi” imajına dönüştüğü gibi, benim tenkit ihtiva eden mektubuma o yoğunluk içinde cevap yazma nezaketi göstermesi ile benim dünyamda Kutlular Abiye iki sıfat daha yüklenmiş oldu. Nezaket ve tevazu sahibi” Kutlular Ağabey…”

Aziz Özbey: İstanbul Gençlik Teşkilâtını kurmamızda Mehmet Kutlular Ağabey bize hep destek çıktı. Hata ve kusurlarımız olsa da “Olur öyle şeyler” deyip gençleri motive ettiğinden bahsetti.

Erkan Türk: Kutlular Ağabeyin Veysel Karani Hazretlerine benzediğini, Risale-i Nurlar ile tanıştıktan sonra Bediüzzaman hayatta iken Üstadı göremediğini, Hizmet Merkezi programlarında çok emeği geçtiğini söyledi.

Mehmet Çaloğlu: Denizci astsubay olarak gemide bulunduğu yıllarda yaşadığı sıkıntıları Kutlular Ağabeye anlatır, o da çözüm bulurmuş. Meselâ bir keresinde Yeni Asya’yı gemiye almadıklarından bahsettiğı Kutlular Ağabeyin tavsiyesini uyguladığını ve bir süre sonra onlarca Yeni Asya’nın astsubay salonlarında elden ele dolaştığını anlattı. Ordudan ihraç edildiğinde Kutlular Ağabey konuyla ilgili çok ilgilendiğini, özellikle avukat ve savunma konusunda yardımcı olduğunu söyledi. Mehmet Kutlular için dâvâsında ihlâslı, sebatkâr, sadâkatli, birçok fırtınalı halleri bu hasletleri ile aşan bir ağabey olduğunu söyledi.

Rıdvan Ercan: 1968 yılı baharda tanıştığını ilk olarak İstanbul’a Külliyat almak için gittiğinde gördüğünü söyledi. İzmit’te 1975’te Yeni Asya Bürosu açtıklarını ve Türkiye’nin ilk bürolarından sayıldığını söyledi. Kutlular Ağabeyin sefertasından Cağaloğlu’nda çok yemek yediğini söyledi. Ercanın dikkat çektiği bir husus da;  Kutlular Ağabey, Anadolu’dan gelenlerin Üstadın talebeleri için sorduğu sorulara; Zübeyir Ağabeyden aldığı ders gereği “Onlar bizim farklı düşünen ağabeylerimiz” der, lâf söyletmez konuyu kapatırmış.

Son olarak Talip Çiçek 1962-63 yılbaşı gecesi İstanbul’da Mehmet Akay’ın kaldığı dershanede ders esnasında baskın yapıldığını, Kutlular Ağabeyin Sultanahmet Cezaevi’nde Sabahattin Aksakal ve sekiz arkadaşla birlikte kaldığını, bu sırada onunla tanıştığını anlattı:

“Cezaevinde telefon veya açık görüş yok, sadece mektuplaşma şeklinde konuşma oluyor. Bunlardan birini hatıra olarak sakladım.”

Kutlular Ağabeyin Mehmet Fırıncı Ağabeye yazdığı mektup:

“Aziz kardeşim Fırıncı. Satırlarını okudum. Allah razı olsun. Kıymetiniz ve değerinizi mektubunuzdan sonra bir kat daha anladık. Zaten Siz cümle kardeşlerimizin candan yakın alâkalarını bizleri nasıl memnun ettiğini bilemezsiniz. Arkadaşların hepsi Elhamdülillah en az 10 Mehmet Kutlular’dan daha sağlam metindir. Böyle bir kafilenin içinde bulunmak ve hem de Allah (cc), Resulullah (asm) ve Risale-i Nurun caddesinde hak ve hakikat uğrunda mücadele eden bir kafiledir ki, bu kafilenin içinde bulunmak Allah’a (cc) ve Resulünün (asm) yolunda olmak Risale-i Nur Caddesi’nde Hak ve Hakikat uğrunda mücadele eden bir kafiledeki bu âciz için dünyanın en büyük saadetidir. Bize bu büyük nimeti lütfeden Cenab-ı Allah’a binlerle hamd-ü senalar olsun. Rabbimiz cümlemizi hakikî Risale-i Nur şakirtlerinden eylesin. Bu iman hizmetinden son nefesimize kadar ayırmasın. Amin. Ve bu kafilenin içinde bir kapıcı, bir hizmetçi olarak kalmayı nasip eylesin. Bu yeter de artar bile. Allah, hizmet-i Kur’âniye ve imaniyede cümlemizi daim istihdam edip muzaffer eylesin. Allah’a emanet olun.