Ülkede su krizi derinleşirken şehirler kuraklıkla karşı karşıya. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, sudan sorumlu kurumların hafızalarının ve karar alma becerilerinin erozyona uğradığına dikkat çekti.
İklim krizinin şiddeti günden güne etkisini artırırken kuraklığın tarıma ve şehir hayatına etkisi de giderek arttı. Barajlardaki doluluk oranlarının hızla düşmesi, yeraltı sularının kontrolsüz biçimde maden şirketlerine verilmesi ve tarımsal sulamanın verimsizliği birçok ilde kesintileri gündeme getirdi. Uzmanlara göre problemlerin kaynağı yalnızca yağışlardaki azalma değil; plansızlık ve koordinasyonsuzluk da su krizini derinleştiriyor. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, krize ilişkin şöyle dedi: “Suda kriz yönetimi çok zordur. Asıl olan suda risk analizi yapıp, olası risklerin yönetilmesine çalışmak olmalıdır. Riski yönetmek için gerekli tedbirlerin alınmasında geç ve eksik kalırsanız, su krizi oluştuğunda su kesintileri uygulamak zorunda kalırsınız. Bu da suyun yönetilmesi değil, su krizine teslim olunması anlamını taşır.
Türkiye’nin su yönetimi çok başlı, çok parçalı
Türkiye’de uzun yıllar ulusal su planı ve politikası kapsamında birbirinden bağımsız projeler geliştirdik. Koordinasyon eksikliği nedeniyle projelerde belirtilen süreler içinde sonuca ulaşmada zorlandık. Su kaynaklarını geliştirme politikamız öncelikle oluşmuş olan ihtiyaçların süratle karşılanmasına yönelikti. Bu anlayış tek tek proje bazında uygulamalara yol açmıştır. Ayrıca su yönetiminde arz yönetimi öne çıkmış ve sosyo-politik faktörlerin etkisi ile talebi düzenleyici mekanizmalara yer verilmemiştir. Yaygın siyasî kadrolaşma sonucu su yönetimi ile sorumlu kurumların kimlikleri, hafızaları ve kurumsal doğru karar alma sistemleri erozyona uğramıştır. Bu nedenlerle Türkiye’nin su yönetimi, kurumsal olarak çok başlı, çok parçalı, koordinasyon eksikliği içinde bir yapı olarak ortaya çıkmıştır. Bunun ve su yönetimindeki diğer yasal eksikliklerin tamamlanması için yaklaşık 12 yıl önce başlatılan Su Yasası taslağı hazırlama çalışmaları ise hâlen sonuçlanmamıştır. Diğer taraftan 2011 yılında kurulan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, havza ölçeğinde koruma, su tahsisi, taşkın yönetimi, kuraklık yönetimi gibi birçok strateji ve eylem planlama raporu hazırlamıştır. Ancak uygulamaya geçmemiştir.
Haber Merkezi