"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye'nin en acı sabahı: 17 Ağustos 1999

17 Ağustos 2015, Pazartesi
17 Ağustos depreminde yaşanan can kayıplarının acıları günümüzde de devam ederken, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü konuya ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Türkiye’nin en acı sabahlarından birisi olarak tarihe geçen 17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saat ile 03:02’de gerçekleşen Kocaeli Gölcük merkezli deprem büyük çapta can ve mal kaybına sebep olmuştu.

Ölçüm cihazlarından verilen bilgilere göre 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen depremde resmî raporlara göre 17 bin 480 vatandaşımız vefaat etmişti. 23 bin 781 yaralının tedaviye alındığı ve 505 kişinin sakat kaldığı depremin korkusu, günümüzde en ufak artçı sarsıntılarda dahi gün yüzüne çıkmaktadır. Böylesi büyük bir afet olacağı endişesine kapılan binlerce vatandaş küçük şiddetli depremlerde dahi panik haliyle kendilerini evlerinin camlarından atmakta, sokağa dökülmekte. 

Umumî musibetlerle ilgili “İlâhî ikaz” yorumları yapıldığında “Kullarını rahmetiyle kucaklayan değil, gazabıyla ceza veren ve bunu yaparken masumları da işin içine katan bir Allah imajı veriliyor” gerekçesiyle karşı çıkanlar, aşağıdaki satırları mutlaka okumalılar.

Felâket ve musibetlerin birer İlâhî ikaz veya gazap olduğu inancı, bütün semavî dinlerde mevcut. Kaynağı mukaddes kitaplar. Kullara düşen ise, musibetlerin bu mesajını gecikmeden okuyup, kendilerine çekidüzen vermeleri.

Yeni Asya Neşriyat Araştırma Merkezi'nin hazırladığı kapsamlı yazıyı okumak için tıklayınız;

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/musibetler-ilahi-birer-ihtar-ve-ikazdir_352175

1999 Gölcük Depremi, İzmit Depremi, Marmara Depremi ya da 17 Ağustos 1999 depremi olarak adlandırılan söz konusu deprem sabahı çöken 133 bin 683 bina 600 bin kişiyi evsiz bırakmıştı. Yaklaşık 16 milyon insanın değişik düzeylerde etkilendiği deprem, Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. 

Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddî kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir. Depremin Türkiye’nin önemli bir sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesi’nde meydana gelmiş ve çok geniş bir coğrafyayı etkilemiş olması, ülkede büyük sıkıntılara sebep olmuştur. Bu deprem sayesinde Türkiye’de deprem bilincinin yeterli seviyede olmadığı da görülmüş oldu.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Özener, “Depremlerin nerede ve ne büyüklükte olacağını söyleyebiliriz, fakat ne zaman olacağını söylemeyiz. Bbu sebeple depremdeki can ve mal kaybını en aza indirecek önlemler alınmalıdır” dedi. 

21.yy da Depremi uydudan takip ediyoruz

17 Ağustos 1999 depremi sonrasında Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada deprem üzerine yapılan bilimsel araştırmalarda artık görüldü ve deprem sonrası afet yönetimi hakkında yapılan bilinçlendirme eğitimleri arttı. Türkiye’de Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü deprem konusunda üst düzey teknolojileri ile en iyi çalışmaları yapan kurumların başında geliyor. Enstütü sayesinde Türkiye, deprem tehlikesinin belirlenmesi ve muhtemel bir depremin önceden tahmini konusunda yeni bir döneme giriyor.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “Kullanacağımız GNSS (Global Navigation Satellite System) ve son dönem teknolojiler ile faylar üzerindeki enerji birikimini yüksek duyarlıkla belirleyebilecek ve nerede, ne büyüklükte bir deprem olabileceğini daha doğru olarak tahmin edebileceğiz” dedi. Türkiye’nin en önemli bilimsel merkezlerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün 147 yıllık tarihinde ilk kez seçimle göreve getirilen yeni müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısında kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Özener, “Uydularla yer kabuğu hareketlerinin büyüklüğünü, yönünü, zaman içindeki değişimlerini belirleyecek, enerji birikimini test edecek ve bu bilgilerle nerede, ne büyüklükte bir deprem potansiyeli olduğu ihtimallerini hesaplayacağız” dedi. Bu hesaplar yapılırken de depremlerin önlenmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Özener, “Depremlerin nerede ve ne büyüklükte olacağını söyleyebiliriz, fakat ne zaman olacağını söylemeyiz. Bu sebeple depremdeki can ve mal kaybını en aza indirecek önlemler alınmalıdır” dedi. 

Enstitü tarihinde ilk kez seçimle başa gelen müdür olan Prof. Dr. Haluk Özener bundan sonra yapılacak çalışmalar konusunda açıklamalarda bulundu.

Müteahhitler mahkemelik oldu

17 Ağustos depreminde yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine yaklaşık 2100 dâvâ açılmıştır. Bu dâvâlardan 1800’ü hukukî boşluklardan dolayı cezasız sonuçlanmıştır. Geriye kalan 300 dâvânın 110 kadarında ceza verilmiş, bir çoğu ertelenmiştir. Bunun dışında kalan dâvâlar ise 16 Şubat 2007 tarihinde 7.5 yıllık zaman aşımı süreleri dolduğu için zaman aşımına uğramış ve düşmüştür.

Depremden önve bilgi verebileceğiz

Hedeflerinin deprem tehlikesini oluşturan enerji birikimi gibi temel parametreleri belirlemek olduğunu söyleyen Prof. Haluk Özener, “Önümüzdeki dönemde yer bilimlerinin farklı ölçme yöntemlerinin de sisteme dâhil edilebileceği bir Kandilli olacağız. Jeodezi birikimimizi kullanarak deprem olmadan önce depremin büyüklüğünü ve lokasyonunu tahmin edeceğiz. Sismolojinin yanı sıra jeodezi bilimi yardımıyla depremi oluşturan mekanizmaları çok yönlü olarak takip edeceğiz” dedi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener’in bilgilendirme sunumu yaptığı toplantıda Müdür Yardımcısı Prof. Dr Erdal Şafak ve Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar da alanlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Afet eğitimleri devam ediyor

17 Ağustos depremi sonrasında kurulan Afet Hazırlık Eğitim Biriminin de çalışmalarına devam ettiğini belirten Özener, Gezici Deprem Simülasyon Eğitim Tırı’nın da bütün yurdu gezerek çalışmalarıyla deprem hususunda vatandaşları bilgilendirdiğini belirtti. Özener, bünyelerinde sertifikalı eğitim projeleri de olan Afet Hazırlık Eğitim Biriminin bu hususta yetkili tek kurum olduğunu belirtti. Kandilli Rasathanesi Eğitim Birimi bu kapsamda, eğitim sunumları, el kitapları, CD’ler ve bilgi kartları hazırlanmış, bunların dışında Engelliler İçin Yayınlar, Okullarda Afete Hazırlık El Kitabı, Hastanelerde Afete Hazırlık El Kitabı, Müze Eserlerinin Korunması gibi farklı alanlarda çalışmalar yapmaktadır. 

Bölgesel Tsunami merkezi olacağız

Geçtiğimiz yıl hizmete giren Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezi’yle tsunami uyarısı konusunda bölgesel merkez olma hedefine de yaklaştıklarını ifade eden Prof. Haluk Özener; “Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olması nedeniyle tsunami afetine karşı hazırlıklı olunması gerekiyor. Marmara’da bir tsunami uyarısı verildiğinde tsunami dalgasının kıyılara ulaşması dakikalar mertebesinde gerçekleşeceğinden, alınacak tedbirlerle oluşabilecek zararları indirgemek ve olası can kayıplarını önlemek mümkün olabilecektir. Bu kapsamda deprem ve tsunami için yüksek güvenlikli bir merkeze ihtiyaç duyduk. Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezi ile olası bir tsunamide erken uyarı için önemli bir adım attık. Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezi bir kurum projesi değil, Türkiye projesidir. Bu proje ülkemizi bölgesel tsunami merkezi haline getirecektir”  dedi.

 

 

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 6691
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı