DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Hukuk tanımaz iktidar yargıyı adaletsizliklerin bekçisi haline getirdi” dedi.
FATİH KARAGÖZ - ANKARA
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu yeni adlî yılın açılışı sebebiyle açıklamada bulundu. Hürriyetçi hukuk devleti vurgusu yapan Yeneroğlu, Yeni adlî yıla hukuk devletinin yok sayıldığı, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının olmadığı bir hukuk hukuksuzluk düzeni içerisinde giriyoruz.” dedi.

Dün yargı üzerindeki askerî vesayetten haklı olarak rahatsız olanların bugün bizzat yargı üzerinde vesayet kurduğunu ifade eden Yeneroğlu, “Bu vesayet anlayışı ülkemizdeki açık hukuksuzlukların kaynağıdır. Kendisini yargının üzerinde konumlandıran, yargıya her türlü talimatı veren anlayış son bulmadıkça yargının adalet dağıtması mümkün değildir. Hukuk tanımaz iktidar yargıyı adaletsizliklerin bekçisi haline getirdi” ifadelerini kullandı.
Yargıya Güven zedelendi
Türkiye’nin bir çıkmaza doğru sürüklendiğini söyleyen Yeneroğlu, “Bunu toplumun bütün kesimlerinin yargıya olan güveninin zedelenmesinde görüyoruz. Gençler başka ülkelerde yaşama hayali kurarken, ekonomik ve hukukî zeminin güvenli olmaması nedeniyle gün geçtikçe yoksullaşıyoruz. Yargı, iktidarın taleplerine göre karar veren, hukuku uygularsa iktidarın rahatsız olacağı endişesiyle tüm hukuksuzluklara ve yolsuzluklara göz yuman bir hale düşürüldü. Çoğu hâkim ve savcı ‘kanunlara ve vicdanlarına’ göre değil, ‘iktidarın istek ve ihtiyaçlarına’ göre karar veriyor” diye konuştu.

Baskı ve tehdit düzeneği
Yeneroğlu açıklamasında şunları söyledi: “Hâkim ve Savcılar Kurulu yargıyı baskı ve tehdit altında tutma düzeneği kurdu. Bu düzenekte hâkim ve savcıları sürme, açığa alma ve tenzili rütbe ile cezalandırma mekanizmaları işliyor. Siyasetin ağır baskısı neticesinde yüz binlerce vatandaşımız hakkında suç teşkil etmeyen faaliyetlerden dolayı terör suçlarından soruşturma açıldı veya kamu görevinden ihraç edildi. Açıkça suç işleyenler ve yolsuzluk yapanlar ise yargı tarafından görmezden gelindi… Dini, dili, etnik kimliği, inancı, düşüncesi ve yaşam biçimi ne olursa olsun toplumun tüm farklılıklarıyla birlikte güven içinde bir arada yaşayabilmesinin yegâne formülü gerçek bir özgürlükçü hukuk devletinin inşasıdır.”