"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ya Fettah!

Habibe Işık
27 Mart 2012, Salı
“Biz sana feth-i mübini verdik (doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik.)” (Fetih Sûresi: 1)
Fetih Sûresi Medenî (Medine’de inen) bir sûredir ve Hudeybiye Barışından sonra inmiştir. 29 âyettir. İsmini birinci âyetinden almıştır. Fetih, sözlükte “açmak” demektir. Buradaki “fetih” kelimesi bazı müfessirlere göre Mekke-i Mükerreme’nin fethinin müjdesidir. Bu manası ile maddî bir fetihtir. Fakat bu kelime aynı zamanda manevî fetihleri anlatmak için de kullanılır. Yine bir kısım müfessirlere göre İslâmiyet’in maddî manevî alanda muvaffakiyet kazanmasıdır. Meselâ “Ya Fettah!” ile kapıları açmak, en müşkül sorunları halletmek ve benim için en önemli olan kalplerin ve gönüllerin fethi vs. Mübîn ise; aşikâr, parlak, açan, açık manalarına gelmektedir.
Bu âyet-i kerime ile Resûl-i Ekrem Aleyhisselatü Vesselâm apaçık bir fetih ile müjdelenmiştir. Burada ‘ben’ yerine ‘biz’ diye bu fethin müjdelenmesi ise fethin sadece bir fetihle son bulmayacağı, bundan sonra da İslâmiyet’in neşvü nema bulacağına işarettir. Çünkü “Fethedilen nedir?” sorusunun cevabını veremiyoruz. Gönüller mi? Mekke-i Mükerreme mi?
Ya Fettah ile gönüller fethedilir, kalpler fethedilir, kapılar açılır, zorlar kolaylaşır, şehirler fethedilir, bilgiler keşfedilir, ilim kapıları açılır ve hakeza…
Bazen işlerimiz oldukça müşkülleşir. Aczimizi ve fakrımızı şefaatçi yaparak O’nun dergâhına el açarız. Ya Fettah! Bütün kapıları açan Sensin. Hiçbir şey yok ki Senin emrinden zerre kadar taviz versin. Zerreden şemse kadar her şey Senin taht-ı tasarrufunda. Hatta benim kalbim benim değil, onun kalbi onun değil. Kalplere dahi hükmeden Sensin. Bir taşı suyun yolunda toprak edip yolunu açan ve ona aşık eden Zat-ı Kerim, bütün halkların sevgisini sana musahhar edip yalnız birinin sevgisini musahhar etmiyorsa elbet bir bildiği vardır. Kapılar açılır, yalnız mühim olan o kapıyı vurma biçimimiz. Sabır ve tevekkülle O’nun kapısı çalındığında açılmayan kapı olmayacaktır inşaallah.
“Biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik” derken anlıyoruz ki Resûl-i Ekrem Aleyhisselatü Vesselâm’a açık olan bütün fetih kapıları bize de açık. “Kulum sen iste yeter ki. Benim emir dairem haricinde hiçbir şey gerçekleşmez” diyor adeta Yaratıcı. Sen istediğin kadar sebeplere müracaat et. Bütün sebeplerin bir araya gelmesi bir şeyin olması mânâsına gelmez. Bütün sebepler bir araya geldiği halde elimizin yetişmediği şeyler olduğu gibi; sebepler yaratılmadan da hacetimizi gerçekleştirecek bir Rahmet sahibi var. “O her şeye kadirdir.” “Ol der oluverir.” İsterse bütün sebepler sükût etsin...
Risâle-i Nur’da ise Fettahiyet sırrından şu şekilde bahsedilmiştir: ’’Fettah isminin tecellisi ile basit bir maddeden, ayrı ayrı, çeşit çeşit, hadsiz muntazam suretlerin, beraber, her tarafta, bir anda, bir fiil ile açılmasıdır.’’ (Şuâlar; 153) Devamında ise Fettahiyet hakikatinin vahdaniyetin en kuvvetli bürhanlarından olduğu söylenmiştir.
Fettah ismi ile her şeye yeni sûretler veren ve baharın gelmesi ile birlikte haşri gözümüze sokan Zât-ı Kerîm diyor ki: Her şeye yeni vücutlar verip sûretlerinizi açtığım gibi bütün hâcet kapılarını da açan Benim… Herşey O’nun izni ile. Fetihler bizi bekliyor…
Okunma Sayısı: 7835
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı