"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aileye çelme

Faruk ÇAKIR
17 Eylül 2025, Çarşamba
Cemiyetin temel taşı olan ailenin korunması gerektiği her halde tartışılmaz.

Sadece ülkemizde değil, bütün dünyada; çocukların, gençlerin ve ailenin tahribi için çalışan “şebekeler” de vardır. Bu şebekeler en başta medyası tahrip vasıtası olarak kullanıyor.

Türkiye’de faaliyet gösteren başta TV ve bazı gazeteler yaptıkları yayınlarla doğrudan ya da dolaylı olarak ailenin tahribine vasıta oluyorlar. Neredeyse bütün dünyanın şikâyet ettiği sabah programları, çeşitli diziler ve çirkin haberler bu tahribatın delili sayılabilir. 

Ancak bu noktada büyük bir çelişki ile karşı karşıyayız ki o da şudur: Mevcut TV kanalları ve medya gücü büyük ölçüde iktidarın kontrolünde olduğuna göre, Türkiye’yi idare edenlerin bu çirkin yayınlardan şikâyet etmeye hakları olur mu? Daha doğrusu şimdiki idarecilerin “TV yayınları ve diziler aileyi tahrip ediyor” demeleri samimi ve inandırıcı görülebilir mi? 

Türkiye’yi idare edenler pek çok konuda kanunları da zorlayarak ve hatta mahkeme kararlarını da dikkate almayarak ‘istediklerini’ yapmıyorlar mı? Peki, aynı ‘kararlılığı’ ailenin korunması noktasında ‘çirkin yayınları engellemek için’ niçin kullanmıyorlar?

Evet, TV’lerdeki sabah programları ve çeşitli dizilerle aile yapımız kesin olarak tahrip ediliyor. Bu noktada bir ihtilâf olduğunu zannetmiyoruz. O halde Türkiye’yi idare edenlere düşen, bu yayınlara yol vermemektir. Ancak görülüyor ki, miting meydanlarında ve salon toplantılarında kınanan yayınlar, aksamadan devam ediyor. Aynı şekilde çoğu gazete müstehcen yayıncılıkta birbiriyle yarışıyor. Bu çirkin gazete ve TV’lerin sorumluları, ‘yetkili’leri acaba kimlerdir? Bu yetkililerin bu çirkin yayınları ‘iktidara’ rağmen yapmaları mümkün olabilir mi? Hadisenin bu yönünü görmeden aileyi koruma beyanlarına itibar edilebilir mi?

Ailenin korunması için önce samimiyet testine ihtiyaç vardır. Türkiye’yi idare edenlerin bu noktadaki sözleri ile icraatları birbiriyle örtüşmek durumundadır. Yoksa toplantılarda müstehcen yayınları kınayıp, sonra da kendi kontrolleri altındaki medya organlarına “Siz bildiğiniz gibi yayın yapın” anlamına gelecek şekilde davranmaları en basitinden ikiyüzlülük olur.

Çocukları, gençleri ve tabiî ki aileyi koruyacak adımların atılmasında ‘ikna metodu’nun kullanılması icap eder. Büyük ekseriyet bu durumdan rahatsız olduğuna göre ikna etmek de zor olmasa gerek. Bunu bir yolu da ehil olanlara söz hakkı vermektir. Eğitimciler, sosyologlar ve ilgili taraflar her fırsatta bu meseleyi gündeme taşıyarak ailenin korunmasının önemine dikkat çekmelidirler.

Bunların hiçbirini yapmayıp sadece ‘nutuk’ atarak aileyi korumak iddiasında olanların samimi olmadığını görelim... Aileye tuzak kurup ‘çelme’ takanlara ‘ikna tokadı’ vurmak gerek vesselâm.

Okunma Sayısı: 168
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı