Konya Yeni Asya okuyucuları olarak geçtiğimiz hafta sonu gazetemiz yazarlarından Kâzım Güleçyüz ve Yasemin Güleçyüz’ü konuk olarak ağırladı. Kâzım Güleçyüz “Cumhuriyetten günümüze demokrasinin önündeki engeller ve müflis proje Kemalizm” adlı konferansını sivil toplum kuruluşlarının da katıldığı Mevlânâ Kültür Merkezi Sultanveled salonunda sundu.
Yasemin Güleçyüz Hanımefendi Konya Yeni Asya okuyucuları tarafından büyük bir ilgi ile karşılandı. Yasemin Hanım Konya’ya gelir gelmez ayağının tozu ile üniversite talebelerine Gençlik Rehberi’nden ders okudu. Cumartesi sabahı gerçekleşen kahvaltı programı da yoğun ilgi gördü. Adeta uhuvvetin bir timsâli olan programdan sonra Yasemin Hanım “Çocuk eğitimi nasıl olmalıdır?” ve “Çocuklarımız üzerindeki tasarrufumuz” hakkında kısa bir seminer verdikten sonra Can Kardeş çocuk dergisi ile ilgili kısa bir sunum seyredildi. Bu kısa ders ve sunumdan sonra Yasemin hanımla birlikte Konya Yeni Asya Temsilciliği tarafından oluşturulan Çocuk Eğitim Komisyonu ile mevcut çocuk eğitim programlarının yeterliliği konusunda müzakereler yapılarak, fikirler paylaşıldı.
Cumartesi dersinde Yasemin Hanım 26. Söz’ün Zeyl’ini, yani Risale-i Nur mesleğinin ana esasları olan acz, fakr, şefkat, tefekkürü işleyen hatveleri okudu. Ders akışı karşılıklı münâzara şeklinde uzun süre devam etti. Salonun darlığı ve beklemediğimiz kalabalık bize 3. Lem’a’da geçen ‘’Düşmanla beraber sahrâ bir fincan kadar dar, ahbapla beraber iğne deliği bir meydan kadar geniştir.’’ düsturunu hatırlattı. İtiraf etmeliyim ki, bu tür programlarda yerimizin dar olduğunu iddia eden bana bile, sahra kadar geniş görünüyordu ortam.
Tabiî ki daha program bitmedi. Akşam yemeğinden sonra müdebbir konumundaki talebelerimiz ve hanım okuyucularımızdan bir kısmı, Yasemin Hanım tarafından yapılan uzun süren bir derse daha iştirak ettik. Yasemin Hanımın özellikle Kastamonu Lâhikası’nda ve Tarihçe-i Hayat’ta derc edilmiş olan bir cümleyi nazarlara sunması oldukça şevke vesile oldu. Bu cümleyi biz de nazarlara sunuyoruz: “Bu ümmî ihtiyarların ve kısmen çoban ve efelerin bu zamanda, bu acîb şerait içinde herşeye tercihan Risale-i Nur’a bu sûretle çalışmaları gösteriyor ki; bu zamanda Risale-i Nur’a ekmekten ziyade ihtiyaç var ki, harmancılar, çiftçiler, çobanlar, yörük efeleri hacat-ı zarûriyeden ziyade Risale-i Nur’a çalışmaları, Risale-i Nur’un hakkaniyetini gösteriyorlar.’’
Elbette ki söylenenler, yazılanlar kadar değil. İstifadeli ve nurlu bir günün ardından Pazar günü Mevlana Kültür Merkezi Sultanveled salonunda Kâzım Güleçyüz’ün “Cumhuriyetten günümüze demokrasinin önündeki engeller ve müflis proje Kemalizm” adlı konferansını dinlemek için komşu illerden gelen misafirlerimizle birlikte yerimizi aldık. Kur’ân tilâvetiyle başlayan konferansta Kâzım Güleçyüz, Cumhuriyetin ilânından günümüze kadar demokrasi kavramının değerlendirmesini yaptı. Said Nursî’nin, eserlerinde yer verdiği “istibdad-ı mutlak mânâsıyla bir cumhuriyet” kavramına atıfta bulundu. Batılılaşma, modernleşme, çağdaşlaşma adı altında Müslüman kimliğimize vurulan darbelerden söz etti. Laiklik, Halkçılık, Milliyetçilik, Devletçilik gibi ‘ilkeler’in günümüzde nasıl anlaşıldığı ve nasıl aşılandığı hususunda açıklamalar yaptı.
Ayrıca şu anda mevcut TC Anayasasında resmî ideoloji dayatmasının yapıldığı maddeleri sıralarken, başlangıç kısmındaki ifadeleri, 2. maddedeki “Atatürk milliyetçiliği” ibaresini, eğitim ve öğretimin Atatürk ilke ve inkılâplarına göre yapılmasını öngören 42., devlete gençliği ilke ve inkılâplara göre yetiştirme vazifesini veren 58. ve Atatürkçü düşünceyi araştırıp yaymakla görevli Atatürk Dil, Tarih ve Kültür Yüksek Kurumunun oluşturulmasını emreden 134. maddeleri de örnek verdi.
Velhâsıl; yılın son programında Güleçyüz ailesini ağırlamaktan onur duyduk. Bol bol istifade ettik. Emeği geçenlerden Cenâb-ı Erhamürrahimin razı olsun.