"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gerginliğin bedeli ağır olur

Hüseyin GÜLTEKİN
15 Şubat 2016, Pazartesi
Başta terör olmak üzere ve anayasa değişikliği gibi daha bir sürü çözüm bekleyen problemlerin bulunduğu bir zamanda, siyasilerin birbirilerini suçlayıp, hakaretlere varan üslûplerle birbirilerine saldırılarda bulunmalarının inandırıcı bir izahı olur mu?

Milletin beklentilerine doğru cevap vermek yerine, hemen her gün karşılıklı ağır itham, tehdit ve suçlamalarla vakit geçirmeleri kabul edilebilir mi?

Sıkıntı ve problemlerin çözümü noktasında başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, iktidarıyla muhalefetiyle şüphesiz bütün partilerin, bütün yetkililerin sorumlulukları, yükümlülükleri var. Ancak öncelikle yükümlülük ve sorumluluk var olan problemleri çözmekle, huzur ve sükûnu sağlamakla vazifeli olan iktidarındır, dolayısıyla hükümetindir. İcra makamlarını işgal eden yetkililerindir.

Ama öncelikle, huzur ve sükûnu sağlamakla vazifeli olan, ülkenin sevk ve idaresini elinde bulunduran iktidarın, muhalefetin ölçüsüz ve tahrik edici beyanlarına, aynı üslûpla cevap yetiştirmesi, hangi problemleri çözer, hangi dertlere deva olur?              

İktidar partisinin kurucularından da olsa cumhurun başkanı olması hasebiyle tamamen tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanının da iktidar ile muhalefet arasında cereyan eden tartışma ve çatışmaları yatıştırıp, itidâl çağrıları yapmak yerine, onun da açıkça eski partisinin saflarında yer alarak mevcut kavga ve çatışmaların daha da şiddetlenerek devam etmesine sebep oluyor.

Bir yönü ile ülkenin asayiş, huzur ve barışından da sorumlu olan Cumhurbaşkanı yalnız eski parti mensuplarını değil; bütün bir milleti memnun edici, herkesi kucaklayıcı bir beyan ve yaklaşımda bulunması gerekmektedir. 

Arzulanan mânâda olmasa da önceki Cumhurbaşkanlarının çoğu yukarıda ifade etmeye çalıştığımız tarzda hareket ediyorlardı. Zımnen onların da bir fikirleri, bir ideolojileri olsa da, her fırsatta nazarlara vermekten kaçınıp, işgal ettikleri makamın gereği olarak, vuku bulan sürtüşme ve gerginlere taraf olmadıkları gibi, barış ve sükûnu sağlamak için zaman zaman onları bir masa etrafında toplayıp, hakem rolünü üstlenerek tarafları yatıştırmaya, barıştırmaya çalışırlardı.

Gerek siyasî arenada, gerek medyada kendilerine yapılan haklı veya haksız tenkitlere tahammül eder; hatta bazen en ağır iftira ve karalamaları dahi görmezlikten gelir, cevap verme gereğini dahi duymazlardı bazı Cumhurbaşkanları. Bu meyanda merhum Demirel kendisi hakkında çizilen ve bazen hakaret ihtiva eden karikatürleri bile demokrasi müzesine asarak, teşhir ederdi. En ağır suçlamalar ve hakaretler karşısında ne siyasilerle ne medya mensuplarıyla ne de başka kişilerle söz düellolarına girer; ne de haklarında herhangi bir mahkemeye baş vurup, tazminat dâvâları açardı. İşte her halde cumhuru temsil makamını işgal eden kişilerin takınması lâzım gelen tavırların da böyle olması gerekir diye düşünüyoruz.

Okunma Sayısı: 1649
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    15.2.2016 16:16:35

    ne denir ki bu güzel yoruma.teşekkürler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı