"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vefa artık sadece bir semtin adı mı?

Hüseyin GÜLTEKİN
20 Nisan 2015, Pazartesi
Vefa, her halde bir semtin adı olmaktan öteye artık bir anlam taşımıyor.

“Bir kahvenin kırk yıl hatırı var” sözünün de bir slogan veya içi boş bir lâftan başka bir manası kalmadı günümüzde... Allah Lillah için olan dostluk ve ahbaplıkların da pek geçerliliği yok artık...

Sırf siyasî görüşünü beğenmediği için yıllarca okuduğu gazetesinden vazgeçiyor, senelerce beraber olduğu cemaatini terk ediyor. On yıl, yirmi yıl, otuz yıl her yönü ile severek, taktir ederek, beğenerek okumakla kalmayıp, naşir-i efkârımızdır diye reklâmını yaptığı gazetesini, dergilerini bir çırpıda terk ediyor. Senelerce el ele, diz dize, omuz omuza aşkla şevkle  hizmetten hizmete beraberce koşturduğu dostlarını terk edebiliyor. Terk etmekle kalmıyor; senelerce hararetle savunduğu siyasî, içtimaî meseleler üzerinden,  habire cemaate suçlamalarda, tenkitlerde bulunuyor.

Yeni Asya’nın rahle-i tedrisinden geçerek bu sayede yazarlık ünvanını kazanmış. On yıllarca bu gazetede yazılar yazmış, röportajlar yapmış. Bu cemaatin düzenlediği konferanslarına, panellerine konuşmacı olarak katılmış, konuşmalarında ve makalelerinde de tabi ki bu gazetenin, bu cemaatin prensiplerini dikkate almış, çerçevede, o doğrultuda konuşmuş, yazmış, çizmiş. Cemaat de onlara hep alkışlarıyla, duâlarıyla destekte bulundu. Bunun böyle olduğuna yaşı müsait olan bütün cemaat müntesipleri şahittir. O günleri yaşamayan veya yaşı uygun olmayanlar da Yeni Asya’nın ve Köprü, Bizim Aile Dergilerinin arşivlerine bakabilirler.

Yaşanan tablo bu iken gel zaman git zaman böyle değer verdiğimiz bu dost yazarlarımızın bir çoğu değişik sebeplerden dolayı Yeni Asya’yı ve cemaati terk ettiler. Bu gibi ayrılıklar tasvip etmediğimiz bir hal olsa da, bu yazarlarımızın daha önce beraber oldukları camialarını beğenmeyerek çekip gitmelerini anlayışla karşıladık. 

Eski dost yazar- çizerlerimizin geçmişte yazdıkları yazılar Yeni Asya’nın arşivlerindedir. Konferans salonlarında yaptıkları hararetli konuşmalar da hafızalardadır. Bugün ise, bizler siyasal İslâm geleneğinin devamı olan mevcut iktidara taraftar olmadığımız için bizi kınayıp suçlamakla kalmayıp, terbiye sınırlarını aşan hakaretlerde bulunuyorlar. 

Aynı manevî kaynaktan, aynı dersleri, aynı mesajları aldığımız için, geçmişte aynı düstur ve prensipler çerçevesinde beraberce siyasî duruş ve tercihlerimizi tesbit ederek birlikte hareket ettiğimiz bu dostlarımızın şimdi âdeta yüz seksen derece bir dönüş yaparak, bizi bu isabetli ve istikrarlı durşumuzdan dolayı yadıgamaları ne ile izah edilir? Bu istikrarsız, kararsız tavırlarıyla Yeni Asya’dan ziyade evvela kendilerine ters düşmüyorlar mı ?                

Dini bir, kitabı bir, peygamberi bir, kıblesi bir olan Bediüzzaman’ın Nur mesleğini dâvâ edinen şuurlu, ferasetli, basiretli hâdimleri için partilerinin farklı oluşu şakirtler açısından olması şart olan dostluğu, kardeşliği zedelmemeliydi; sebeb-i ihtilâf ve tefrika olmamalıydı. Ucu ecnebi elinde olan, zalimlerin satranç oyunları mesabesinde olan, meleği şeytan; şeytanı melek gören, menfaat üzerine dönen siyaset arenasının basit meseleleri, bütün bu tehlikelerin farkında olan ferasetli Nur Talebelerini hiç etkilememeliydi; onları karşı karşıya getirmemeliydi. Çünkü dünya siyaseti bir tarafa; üstlendiğimiz ulvî dâvâmızın şerefi, değeri bir tarafa...

Not: Yazarımız Yasemin Güleçyüz’ün annesi, Gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz’ün kayınvalidesi Nezahat Güleçyüz’ün vefatını teessürle öğrendim. Merhumeye rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabr-ı cemil diliyorum.

Okunma Sayısı: 1495
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Vefalı

    20.4.2015 20:52:56

    Yeni Asya gazetesinin, cemaatinin, dershanelerinin ekmeğini, yemeğini, tuzunu yemelerine, yine buralarda kurdukları bunca dostluklara rağmen, sırf siyasi tarafgirlik ve de Dünya menfaatleri için dönüp Yeni Asya nur cemaatini aşırı derecede tenkit etmeleri Risaleleri kendi menfaatleri yönünde yorumlamaları çok şaşılacak acayip bir durumdur.Cam parçalarını tercih ettiler. Kendileri bilir

  • SÜLEYMAN BAYŞU

    20.4.2015 12:01:35

    Tebrikler Hüseyin ağabeyim, Allah'dan (c.c) niyazım odur ki; beni Müslüman olarak yaşatsın ve son nefesimi de Müslüman olarak alsın. Bizi risale-i nur ile din-i İslam'a sadık hizmetkar eylesin. Bizim ayaklarımızı şu ulvi davamızda sürçtürmesin, ayaklarımızı da dimağımızı da, akılımızı da fikrimizi de davamızda sadakatli eylesin. İhlaslı eylesin. Bizi son nefesimize kadar Yeni Asya Nur cemaatinin bir ferdi eylesin. Amin

  • RAMAZAN ADIBELLİ

    20.4.2015 11:56:11

    Vefa, düşman bile olsa verdiği sözden dönmemektir. Vefalı insan, dost-düşman herkesin güven ve emniyet duyduğu kimsedir. Onun karakterinde yalancılık, döneklik ve kalleşliğin izine rastlanmaz. En zor anlarda bile ahde vefa eder. Ahde vefa, kulun Allah'a, ümmetin peygamberine, müridin mürşidine, dostun dos­tuna, aile fertlerinin birbirine, milletin vatanına sevgi ve sadakatidir. Vefa, mümkün oldu­ğunca dostundan ihtiyacını gizlemek, ondan bir şey istememek, eziyetine tahammül etmek, lüzumundan fazla hürmet, tevazu ve hizmetle ona ağırlık vermemektir. Vefa, dostunu Allah için sevmek, arkadaşı öldükten sonra onun aile efradına iyilik ve yardım etmek, kapıdaki kö­peğine varıncaya kadar her şeyine değer vermektir. Allah için birbirini seven, bu sevgiyle bir araya gelip ayrılan kişiler, kıyamet gününde Arş-ı Azam'ın gölgesinde gölgeleneceklerdir. (Riyazu's-Salihin)

  • RAMAZAN ADIBELLİ

    20.4.2015 11:54:48

    Ahde vefasızlar dünyada rezil olacakları gibi, ahiret gününde de teşhir edilerek rezil edilecektir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur: “Kıyamet gününde her vefasız için bir sancak dikilecek; bu filanın vefasızlığıdır, denilecektir.” (Buharî, Müslim)

  • demokrat

    20.4.2015 10:50:16

    Hocam tebrikler.Yine hedef on ikiden vurulmuş.Ancak biraz daha bariz,daha somut ve müşahhas eşkaller verelim artık.Onlar direkt olarak Yeni Asya ve onun şahsında Risale-i Nur hizmetlerinin "Meşveret ve şura"ya dayanan ekolünü hedef alıyorlar.Artık bu görev size düşüyor.Savrulan ve suret-i Hak'dan görünerek her dönemde bu kutlu yürüyüşü akamete uğratan bu güruha birileri hadlerini bildirmeli.Bildiğiniz gibi bunlar çalan ve çarpanların yanında olmayı bile din hizmeti altında kamufle derek,temiz ve saf kardeşlerimizi de kandırmaktan beis duymuyorlar.Buna sizin gibi kalem erbabının dur demesini -bir edebiyatçı olarak-bendeniz de can-ı gönülden diliyorum.Saygı ve dua ile...

  • Garib Doğu

    20.4.2015 07:40:40

    Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır amma;kırk yıl beraber hizmet etmeninin,aynı kaynaktan beslemenin, aynı davaya inanmanın,aynı meslek ve meşrebe bağlı olmanın,aynı mekanlarda nur sohbetlerinde kardeşane bulunmanın,aynı davanın çilesini beraber çekmenin hatırı birden unutuluveriyor,görmezden geliniyor,aksine bir tutum ve davranışın içine girilebiliyor,hatta en kötüsü düşmanlık bile yapılabiliyor.Yahu insan bu kadar vefasız olabilir mi?Bu kadar vicdansız olabilir mu?Bu tavırlarıyla,bütün kardeşlerinin hukukuna tecavüz ettiklerinin,hizmet-i Kur'aniyenin hürmetine taarruz ettiklerinin,hakaik-ı imaniyenin kudsiyetine hürmetsizlik ettiklerinin farkındalar mı? Bilemiyorum,çok acaip bir hal,bir vaziyet...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı