En çok nimetlerle donatılan varlık insandır. Yine dünyada en sorumlu varlık da insandır. Allâh’a, Peygamberimize, insanlara ve hayvanlara karşı önemli görevlerimiz vardır.
İnsanın tahkîkî îmanla Allah’ı tanıyıp ve onu ibâdetle sevmesi fıtrî görevidir. Resûlullah’ın şifâlı ve saâdet kaynağı sünnetine ittiba etmesi aslî vazifesidir. İnsanları ve hayvanları sevmesi ve onlara şefkatli davranması Allâh’ın; Rahmân, Rahîm, Vedûd ve Raûf isimerinin gereğidir. Vedûd; en çok seven ve sevilen Allâh anlamına gelir. Raûf da pek çok şefkat eden mânâsında Allâh’ın isimlerinden biridir.
Yûnus Emre: “Yaratılanı severim / Yaratan’dan ötürü” der. Çünkü Allâh’ın yarattığı her şeyde ve özellikle canlılarda ve hayvanlarda; Allâh’ın varlığına ve birliğine işâret eden ibretler ve dersler vardır. Onlar kâinat kitâbının okunacak ve tefekkür edilecek birer âyetleridir.
Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem, insan haklarına çok dikkat ettiği gibi, hayvan haklarına karşı da çok hasas davranır ve onlara şefkat ederdi. Çünkü hayvanlarda Tevhid delilleri ve Esmâ-i Hüsnânın yansımaları vardır.
Peygamberimiz bir gün abdest alırken, sıcaktan susamış bir kedi geldi ve su kabından içmeye başladı. Şefkatli nebimiz, ona şefkatli davrandı ve kedi kana kana suyunu içinceye kadar abdestine ara verdi.
Yine bir gün Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm Efendimiz, karnı arkasına yapışmış, bir deri bir kemik kalmış bir devenin yanından geçti. Şefkat ve merhametinden dolayı oradakileri uyardı. Ve şöyle buyurdu: “Konuşamayan bu hayvanlar hakkında, Allâh’tan korkunuz. Ancak semiz ve besili olduklarında bininiz ve yine semiz ve besili olduklarında yiyiniz.”
Onlara şefkat etmek, eziyet etmemek, çekemeyecekleri yük yüklememek, aç ve susuz bırakmamak ve hayvanlara mânâ-yı harfî ile bakmak çok kârlı, pek sevaplı ve pürfaydalı bir faâliyettir. Hayvanlar bereket kaynağı, âfetlerin ve belâların paratoneridirler.
Îman, ihlas, tevhîd, şefkat, merhamet üzere kalınız.