13’ü altı yıldır terör örgütünün rehin tuttuğu güvenlik görevlileri olmak üzere 16 şehit verdiğimiz Gara faciasında seslendirilen sorular cevapsız kalırken, apar topar gündeme getirilen yeni dokunulmazlık fezlekeleri, iktidar ortağı MHP’nin çoktandır ısrarla “Kapatılsın” dediği HDP’ye yönelik olarak tezgâhlanan operasyonun yeni bir aşaması olmalı. (Bu arada Yargıtay Başsavcılığı da devreye girdi.)
MHP “Kapatılsın” ısrarını sürdürüyor, ama AKP kapatmaktan ziyade tek tek milletvekillerinin üzerine giderek partinin içini boşaltma ve Meclis grubunu olabildiğince zayıflatma yöntemini tercih etmiş gibi görünüyor.
Dosyalar için Erdoğan’ın kullandığı “Meclis komisyonlarda falan müzakerelerini yapar. Ondan sonra Genel Kurula gelir. Orada da hemen eller iner, kalkar” sözleri, aynı zamanda özellikle yeni sistemde milletvekillerinin işlevine nasıl baktığını tekrar ele veriyor.
Dokunulmazlıklar kalkarsa, yargılamanın önü açılır ve ardından büyük ihtimalle mahkûmiyet kararları gelir. Böylece Meclisteki HDP’li vekillerin sayısı daha da azalmış olur.
Bu azalmanın belli bir sayıya ulaşması halinde ara seçimin gündeme geleceğini söyleyenler var, ama operasyonu planlayanlar her halde işi oraya vardırmamanın hesabını kitabını yapmışlardır. Ancak diğer bir ihtimal de kalan HDP’lilerin topluca istifa edip sine-i millete dönerek seçimi kaçınılmaz hale getirmeleri. Bakalım, gelişmeler ne getirecek?
Bu noktada iktidarın yeni çelişkileri dikkat çekiyor. Meselâ bir zamanlar HDP’nin de ortak edildiği ve fiyaskoyla bitip bilâhare tamamen tersine çevrilen “çözüm süreci”nde iktidarın talep, bilgi ve onayı dahilinde yapılmış olan Kandil ziyaretlerinin o günlerde çekilen görüntülerinin bugün “suç delili” olarak gösterilmesi, kendi “suç ortaklığı”nı da ifşa eden yeni bir “siyasî iflâs” örneği değil mi?
Fezlekelerdeki suçlamalar arasında terör örgütü üyeliği ve propagandası, kin ve düşmanlığa tahrik, suçu ve suçluyu övmek gibi, bilhassa 15-20 Temmuz sürecindeki yanlış yorum ve kötüye kullanımlar sebebiyle hukukî geçerlilikleri çok büyük ölçüde aşınmış olan iddiaların ağırlıklı olması dikkat çekici.
Gerek kayyım uygulamalarıyla, gerek dokunulmazlık iptalleriyle seçimlerin işlevsizleştirilmesi ise tek adam rejiminin yeni marifetleri olarak sürüyor. Reform söylemleri eşliğinde...