Yoğun ilgi gören bienalde, 263 sanatçının 215 eseri gölge ve ışık kavramlarını yorumluyordu. 18 Nisan’da açılan sergi, 18 Haziran’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebildi.

Üç tarihi mekânda sergilendi

İstanbul’un tarihî kimliğini yansıtan üç ayrı mekânda— Yedikule Hisarı, Sirkeci Garı Ambarları ve Nuruosmaniye Camii Mahzeni’nde— eş zamanlı olarak açılan sergiler ulusal ve uluslararası pek çok sanatseveri bir araya getirdi. Gölge ve ışık ilişkisini sanatın farklı disiplinleri üzerinden yorumlayan eserler izleyicilere hem teknik hem kavramsal bir zenginlik sundu.

Bienal küratörleri Fatih Ömeroğlu ve Furkan Türkyılmaz’ın rehberliğinde hazırlanan sergilerde gölge yalnızca ışığın yokluğu olarak değil, varlığın ve düşünsel derinliğin bir parçası olarak ele alındı.

Eserlerde karanlık ile aydınlık arasındaki sınırlar bulanıklaşırken klasik tekniklerle modern duyarlılıklar arasındaki geçişler de izleyiciye yeni bir okuma imkânı sundu. Bu çerçevede sanatçılar yalnızca görsel bir sunum değil; aynı zamanda metaforik, estetik ve felsefi bir anlatı inşa etti.

Çocuklara yönelik özel etkinlikler

Gerçekleşen ziyaretlerde yalnızca sanatseverler değil; akademisyenler, kültür profesyonelleri, yerli ve yabancı turistler de yoğun ilgi gösterdi. Özellikle Yedikule Hisarı’nda yer alan açık hava sergi alanlarında fotoğraf çeken ziyaretçiler hem sanatın hem de İstanbul siluetinin birleştiği bu sahneleri yoğun biçimde belgeledi. Etkinlik alanlarında rehberli turlar ve sanatçı karşılaşmaları da açılış gününün dikkat çeken başlıkları arasında yer aldı.

Bu yılki bienal yalnızca klasik sanatlara bir sahne sunmakla kalmadı, aynı zamanda güncel temalar üzerinden bu gelenekle yeni bir diyalog kurmaya da imkan verdi. “Gölge Varsa Işık da Var” teması hem bireysel hem toplumsal düzlemde farklı anlamlara kapı açtı.

(Bizim Aile dergisi, Haziran 2025 sayısından alınmıştır.)