11 Şubat 2014, Salı
“Ey nefis! Başta Habibullah, bütün ahbabın kabrin öbür tarafındadırlar. Burada kalan bir-iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup, başını çevirme.”
Bediüzzaman Said Nursî
Peygamber Efendimiz (asm) vefatına yaklaştığı günlerden birinde minbere çıktı ve tüm halk ile helalleşerek:
“Her kimin benden alacağı varsa, gelsin söylesin vereyim. Her kime zarar verdiysem, işte buradayım, o da bana aynısını yapsın. Kime ne şekilde borçlu isem ödeyeyim ki Huzur-u Hakka giderken borçsuz olarak gideyim.” Buyurdu.
Daha sonra hep beraber öğle namazını kıldılar. Namazdan sonra tekrar minbere çıkarak aynı cümleleri tekrar etti. Bunun üzerine bir sahabe:
“Ya Resûlallah, bir gün huzurunuza bir fakir gelmişti. Üç dirhem verilmesini bana emir buyurdunuz. Bende verdim.” Dedi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm) derhal Fazl’a emretti, evden para getirterek borcunu ödedi. Bu kez de ashab arasından Ukkaşe (ra) namındaki zat ayağa kalktı: “Ya Resûlallah, Tebuk seferinden dönerken yanınızda idim. Devenize vurmak istediğiniz kırbaç benim sırtıma isabet etmişti.”
Peygamber Efendimiz (asm) hemen kırbaç getirilmesini emretti. Duruma şahit olan sahabeler telaşlandılar. Ukkaşe’ye: “Ya Ukkaşe! Sen ne yapıyorsun? Aklını mı kaybettin? Kendine gel! Böyle bir hâl oldu ise helal etmen lazımdır. Yoksa içimizden istediğine istediğin kadar kırbaç vur.” Dediler.
Hz. Ömer: “Ya Ukkaşe! İşte arkam; kırk kırbaç vurmana razıyım. Fakat Peygambere bir kırbaç vurmana dahi razı değilim. O hastadır; bu işten vazgeç.” Dedi.
Bu sözleri işiten Peygamber Efendimiz (asm): “Susunuz! Kimse kimsenin cezasını çekemez, adalet yerini bulur.” Buyurdu ve kırbaçın geldiğini de görünce sırtını Ukkaşe’ye döndü: “Vur Ukkaşe, sana nasıl vurduysam bir misliyle sende bana vur.”
Sahabe çok üzgün ve şaşkındı fakat artık müdahale hakları kalmamıştı. Ukkaşe:
“Ya Resulallah, benim sırtım çıplaktı.” Dedi. Bunun üzerine Resulallah sırtını açtı. Ukkaşe elindeki kırbaçı yere attı, Peygamber Efendimizin arkasındaki mühr-ü nübüvvete ağlayarak yüzünü gözünü sürdü ve: “Bugün iki dileğim yerine geldi ya Resûlallah, biri sizin adaletinizi tüm insanlığa duyurmak, diğeri beden-i pür nurunuza yüzümü sürmekti.” dedi. Efendimiz de Ukkaşe’ye tebessüm ederek dua etti.
Okunma Sayısı: 17750
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.