Hükûmet 4 sene önce “torba yasa” uygulamalarına son verileceği ve yasaların milletvekilleri tarafından yapılacağını söylese de özellikle Türk Tipi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçildiğinden bu yana “yasa görüşme sürecinde tasarruf sağlamak” amacıyla “torba yasa uygulaması”nı sürdürmeye devam ediyor.
Oysa CHS’ye geçilmeden önce “Bundan sonra bu kadar maddeli ‘torba yasa’yı görmeyeceksiniz. ‘torba’ gibi bir lâfı yasama literatürümüzden çıkaracağız inşallah. Sayın Başbakanımızın tâlimatı budur.” denilmişti ama anlaşılıyor ki, hükûmet bu uygulamayı çok sevdi.
Birbiriyle alâkasız kanun tasarı ve tekliflerinin aynı torbaya konularak görüşülen “torba kanun”la ilgili tartışmalar devam ederken, bu kanunlarla ilgili önergeler ya komisyonda ya da genel kuruldaki görüşmeleri sırasında geçirilmeye çalışılıyor. Bu yöntemle bazı maddeler kaşla göz arasında geçirilmeye çalışılıyor.
***
BU KADAR YETKİ SÜRDÜRÜLEMEZ
Geçtiğimiz hafta da yine birbiriyle alakasız maddeler torbaya doldurularak geçirildi.
Torbaya doldurulan 32 tane maddenin 26’sı Anayasa Mahkemesinin reddettiği maddelerdi.
Muhalefet partileri temsilcileri torba kanunda; Cumhurbaşkanı’na bir sürü iş yüklendiğini, subayların rütbe bekleme sürelerinden rektör atamaları yetkisine, Çanakkale İl Özel İdaresi, Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasının bütçelerinden alınan payın yüzde 1’den yüzde 2’ye çıkarılma yetkisinden, Millî Savunma Üniversitesinin rektörünün atanmasına, Ekonomik ve Sosyal Konsey üyelerinin belirlenmesinden spor faaliyetlerinde de etkin rol alması sebebiyle bu ofislerin kurulmasına kadar birçok yetkinin Cumhurbaşkanı’na verilmesini tenkit ederek, bu kadar iş yüküyle uğraşan bir Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin meseleleriyle uğraşamayacağını, bunun sürdürülebilir bir durum olmadığını söyleseler de kanun Meclis’te kabul edildi.
***
“HÜKÛMET ELİYLE ÜLKE KUMARHANEYE ÇEVRİLDİ!”
Devlet ve vakıf üniversitelerine rektörün Cumhurbaşkanınca atanmasının da kabul edildiği torba kanunun içinde yer alan dikkat çekici bir madde ise, bahis ve şans oyunlarındaki düzenlemeydi.
Bu madde görüşürlerken Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, “Hükûmet eliyle özelleştirilen Millî Piyango’yla memleketi resmen kumarhaneye çevirdiniz. Bu torba kanunla piyango bayilerinin denetimini özel hukuk tüzel kişilerine veriyorsunuz. Gençlerimiz daha çok zehirlensin, kumar bağımlısı olsun, aileler parçalansın mı istiyorsunuz? Anaların, babaların, çocukların ahını alıyorsunuz; geleceğini karartıyorsunuz gençlerimizin. İktidarınızda memleket esrar, eroin, uyuşturucu cenneti oldu; memleketi iktidarınızda kumarhaneye çevirdiniz. İntiharlar, cinayetler arttı; hırsızlık, gasp, dolandırıcılık gibi adi suçlarda patlama oldu.” diyerek sert eleştiri ve ikaz bulundu.
***
ECZACI, AVUKAT İLAN VEREMEZKEN...
DEVA Parti Sözcüsü, Adana Milletvekili Sadullah Kısacık da, bu madde ile kumarın önündeki tüm bürokratik engellerin kaldırıldığını, ülkeyi tam bir açık hava kumarhanesi hâline çevirdiğini söyledi.
Kısacık’ın verdiği örnek ise dikkat çekiciydi: “Net söyleyeyim ve kumarı teşvik de ediyorsunuz, Çukurambar’a gidin, en iyi billboardlarda sanal bahis ilânları var. Otobüs durağının raketinden asılmış ilânda, ‘İndir anında olay online’da’ diyor. İlâna, bir de genç koymuşlar. Hedef kitle de belli. İşte bu, kumarın teşvik edildiğinin en iyi göstergesi. Avukat kendi ofisinin ilânını veremiyor, eczacı ‘ben şuraya eczane açtım’ diye ilân veremiyor ama kumarbazın önündeki tüm engeller serbest…”
Kısacık bunları söylerken DEVA Partisi Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen, iktidar sıralarında üç vekilinin olduğunu söyleyip, “Çünkü en büyük kumarbaz Demirören grubu, o da Cumhurbaşkanı’nın gözdesi” demesi de enteresandı.
Bunlar konuşulurken AKP’li milletvekilleri genel kurul salonunda olmadığı için bu sözleri duymadılar, duysalar kanuna oy verirler miydi?
Torba kanun içine sıkıştırılan bu maddeler kaşla göz arasında geçip gitti, iktidar ise bütün itirazlara anayasaya uygun olmadığının söylenmesine, kaldıracaklarını söylemelerine rağmen torba kanun uygulamasını devam ettiriyor.