Bu aktivistlerin başını çektiği "Özgürlük Filosu Koalisyonu adlı sivil toplum kuruluşunun bir hareketi idi, Madleen gemisi. Amaç Gazze'ye yönelik insanî yardım ablukasını kırıp bölgeye yardımların girmesinin yolunun açmak ve insanî yardımın hayatî önem taşıdığı Gazze’dekilere ulaştırabilmekti. Uzun zamandır İsrail Gazze’ye tek bir yardım konvoyu girmesine izin vermiyordu. Açlıktan ve tıbbî tedavi alamamaktan insanlar ölüyordu. Gayeleri kamuoyunun dikkatini Gazze’ye çevirmekti.

Haziran ayının başında İtalya'dan demir alarak, Akdeniz’e yani Gazze’ye açılmışlardı. Amaç, insanî yardımların Gazze’ye ulaşmasını sağlamak ve ablukayı kırabilmekti. Gazze’ye doğru yelken açtılar ve bütün dünya bu yelkenli gemiye odaklanmıştı. Sosyal medya üzerinden tüm yaşadıkları haber değeri taşıyordu. Tüm dünya dikkatini buraya çevirmişti. Öyle ki her anları dünyaya servis ediliyordu. Gazze’deki insanî dramı ve soy kırımı dünyanın ortak haberi yapmışlardı.

Açlıkla, susuzlukla ve hiçbir insanî yardımının girişine izin verilmeyen bu insanların ölümünü tetikleyen İsrail zulmünü, soykırımını dünyaya anlatmaktı, başardılar da Birçok ülkenin yapamadığını 21 yaşındaki bir genç aktivist olan Greta başarmıştı. Akdeniz’in sularında

Gazze’ye doğru ilerlerken, İsrail daha fazla dayanamadı ve uluslararası sularda gemiye el koydular. Geminin içine bilinmeyen bir madde serperek gemiye çıktılar ve 12 aktivisti ve gemiyi el koydular. Gemi Aşdot limanına çekilmiş, Filistin bayrakları indirilmişti. Dünya kamuoyu bu olaya kilitlenmişti.

12 aktivistten dördü ülkelerine deport edildi, İsrail tarafından zorla ülkeye girdiklerine dair bir belge imzalatılıp geri gönderildiler. Kalan sekiz kişiyi tutukladılar, ama sekiz aktivist bunu kabul etmediği için şu an hâlâ İsrail’in hapishanesinde tutuklular. Artık dünya uyanmıştı, özellikle Mısır’daki refah kapısına doğru ilerleyen aktivistlerden oluşan muhteşem bir konvoyun oluşması ve tüm dünyanın bu noktaya hedeflenmesine yetmişti.

İsrail tam bu sırada İran kartını ortaya koydu, İran’ın nükleer başlıklı uzun menzilli füzeler ürettiği noktasında haberler yayarak İran’a saldırdı. İsrail’in can simidi olmuştu. Netenyahu hükümeti çok ciddî yara almış, Ortodoks

Yahudîlerin askerlik yapmama konusunda ki baskıları karşısında güven oyu alması zora girmişti. Hükümetin düşmesi an meselesi idi. Gemi Avrupa’yı ve birçok ülkeyi harekete geçirmiş, ablukayı kırmak adına birçok aktivist yollara düşmüştü. Ok yaydan fırlamıştı. Diğer gemiler hazırlanıyor, Libya’dan kalkan tır konvoyu Mısır’ın refah kapısına dayanıyordu.

Birçok aktivist Mısır’ın refah kapısına dayanmıştı. Sisi ise aktivistlere terörist muamelesi yapıyor, pasaportlarına el koyuyor ve refah kapısına ulaşılmasını engel çıkarıyordu. Ürdün kralı Abdullah’ta aynı yapıdaydı. İsrail’in kumandasında hareket ettiklerini dünya şahit oluyordu. Madleen gemisinde alıkonulan 12 aktivistin İsrail'den "hemen ayrılmayı reddetmesi" halinde, Ramle kentindeki gözaltı merkezine götürüldüler. Uluslararası sularda

İsrail askerleri tarafından el konulan gemi ve içindekiler âdeta cehennemi yaşadılar. Toplam 12 kişilik mürettebat ta iki Türk aktivist de yer alıyordu. Sıkışan İsrail çıkış yolu bulmuştu.

Fakat bu sefer istedikleri oyunu oynayamadılar.

İran bu sefer gerçekten kendinden beklenmeyen bir atak başlattı.

Savaş kapımızda...