15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra kurulmasına karar verilen 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu üç aylık çalışma süresini tamamladı.
Bir ay ek süre daha alma imkânı olmasına rağmen “Yaptığımız çalışmayı yeterli görüyoruz” diyen Reşat Petek, “Haklı olarak somut sonuç, isim, yurtta sulh konseyi kimlerden oluşuyor, darbe Allah korusun başarılı olsaydı hükümet kimlerden oluşacaktı, bunların başbakanları, bakanları kimlerden oluşacaktı bu sorularla ilgili elde edilen ve edilemeyen sonuçlar var” açıklaması yaptı.
Araştırma komisyon rapor yazma aşamasına gelmişken, hâlâ cevabı alınamayan sorular olduğu görülüyor.
Komisyon çalışmaları sırasında partiler arasında görülen görüş ayrılığını basın toplantısına da yansırken, toplantıya sadece AKP’li başkanlık divanı üyelerinin katılması, CHP’li üyeler alternatif toplantı düzenlemesi de komisyonun “raporu”na da yansıyacak gibi görünüyor.
Daha baştan ilk toplantıda komisyonun başkanlık divanı oluşmasıyla başlayan tartışmanın böyle bir netice vereceği belliydi. Öyle de oldu... Komisyondan beklenen tam mânâsıyla gerçekleşmedi, gerçekleşemedi.
İlk çalışma günü, her partiden temsilcinin katıldığı ancak başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üyeden oluşan dört divan üyesinin de AKP’den olması tartışmasıyla başlamış ve 3 aylık sürede bu durum değişik vesilelerle tartışma konusu olmuştu. Araştırma Komisyonu’nun bu kadar geç çalışmaya başlamasının yanlışlığı ifade edilirken, bir de divan üyelerinin iktidar partisinin oluşması tartışmaları da beraberinde getirmişti.
Bu durum içtüzüğe uygun olabilirdi ama bütün partilerden birer kişinin divanda olması çalışmaların daha “verimli ve sonuç alıcı” olmasına yardımcı olacaktı ama olmadı, olamadı.
***
KOMİSYONUN ÖNEMLİ GÖREVİ VARDI…
Bu komisyonun büyük ve önemli bir görevi vardı. Daha başından bu tartışmaların yaşanmasında çıkacak rapora da, çalışmalara da gölge düşüreceği görülüyordu ama buna dikkat edilmedi.
Komisyonda dinlenecek kişilere başkanlık divanının karar vermesi, muhalefetin görüşlerinin rağbet görmemesi neticesinde dinlenecekler veya dinlenmesi gerekenlerin komisyona davet edilmemesine yol açtı.
Mesela Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT müsteşarı Hakan Fidan ve 15 Temmuz darbe girişimi gecesi yaşadıkları son derece önemli olan devlet büyüklerinin komisyona davet edilmemesi, komisyonun raporunun eksik olacağını şimdiden gösteriyor. (Org. Akar’a sadece AKP’li üyelerin soruları gönderildi. Cevap bekleniyor.)
Bu durum, 15 Temmuz öğleden sonra 5 saatte yaşananların aydınlatılmasına yardımcı olamayacağı gösteriyor.
***
YENİ KOMİSYON KURULMALI
Darbelerden ve darbecilerden hesap sorulurken karanlık noktaların kalmamasının ne kadar önemli olduğuna şüphe yok. Bu karanlık noktaların aydınlatılması için yargının üzerine büyük görev düşerken, milletin iradesinin tecelli ettiği ve 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünde büyük vazife üstlenen Meclis’e de görev düşüyordu…
1960 ve 1980 darbeleri, 1971 muhtırası, 28 Şubat postmodern darbesi ve 27 Nisan e-muhtırası ile ilgili gerekli araştırmalar yapılamadığı için kafasında “darbe” olanların bu düşünceleri zaman zaman depreşiyor. 11 Nisan 2012 tarihinde yine dört partinin ortak kararı ve oylarıyla Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu kurulmuştu. Komisyon aylarca çalışmış ve iki cilt halinde bin 420 sayfalık rapor hazırlanmıştı. Ancak rapor görüşülemeden rafa kalkmıştı.
Geldiğimiz noktada, Komisyon uzmanları yazılı soru gönderilen bazı kişilerden gelecek cevaplar ve belgeler üzerinde çalışmaya devam edecek. Komisyon raporu bundan sonra ortaya çıkacak. CHP’nin de bir rapor hazırlayacağı söyleniyor. Ancak tâ başından beri yapılan usul hataları bu raporun eksik olacağını gösteriyor.
Diğer yandan da bu eksiklikler ve tartışmalar dikkate alındığında da 15 Temmuz Darbe Girişimini Soruşturma Komisyonu kurulmasını zaruriyetini ortaya koyuyor…
* * *
TAZİYE: İzmir’de iki teröristin adliyede büyük bir katliam yapmasını önleyen şehitlerimiz, kahraman polisimiz Fethi Sekin ile mübaşir Musa Can’a Allah’tan rahmet ve mağfiret, kederli ailesine başsağlığı niyaz ediyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz.