Tersi söylense de ekonomik kriz bütün alanlarda hissediliyor.
İnşaat sektörü durma noktasında, esnaf “piyasada para yok, alacaklarımızı alamıyoruz” diye feryat ediyor, ama duyan yok. İşsizlik rekor üstüne rekor(!) kırıyor. “Gerçeği” daha fazla olmasına rağmen enflasyon çift haneli rakamlara kilitlendi.
Bir de bunun üstüne çalışana emekliye yüzde 3-4 zam yapılarken, zarurî tüketim maddelerine bunun dört-beş katı zam yapılıyor. Bir ayda doğalgaza iki kere zam yapıldı!
Birileri de bu zamları gibi ifadelerle saklama niyetinde, ama her şey gözler önünde olunca kimse inanmıyor, inanmadığı gibi alay ediyor.
Hükümete yakın (yandaş) medya da bu zamları saklamak adına adeta kırk takla atıyor. Artık yandaşlıkta sınır tanımıyorlar! Bir şeye zam geldiğinde buna “zam” dememek için önceleri “ayarlama, güncelleme, değişiklik” gibi kelimeler kullanıyorlardı.
Şimdi biraz daha işi abartıp, benzine mazota ve otogaza yapılan büyük zamma “değişim” diyerek işi bir adım daha ileriye götürdüler!
Yeni Asya Neşriyat Koordinatörü Abdullah Eraçıkbaş’ın tesbiti tam da buraya uyuyor. “Biz eskiden zamma (M. Ö.) ‘kazık’ derdik. Çizerler de zammı sivri uçlu kazıkla resmederdi. Şimdi ‘pamuk’ mu demek lâzım, bilemedim” diyen Abdullah Ağabey sonuna kadar haklı bir tesbitte bulunmuş.
İndirim olunca “indirim” diyorsanız, zam yapılınca da “zam” diyeceksiniz, yoksa gülünç oluyorsunuz…
***
VEKÂLET KİME BIRAKILMALI?
Türk tipi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üzerinde “restorasyon” çalışmaları bittiği ve cumhurbaşkanlığına sunulduğunun belirtilmesi, aslında sistemin aksayan birçok yönünün olduğu gösterirken, yaşayarak görülerek de bunun ispatı gerçekleşiyor. Her gün sistemin yeni bir aksaklığı ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz hafta içinde Rusya’ya giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yerine vekâlet edecek kişinin seçilmişlerden olmayıp, “atanmış bir insan” olması da sistemin arızalarından birisi olarak önümüze çıktı.
Sistem gündeme geldiğinde en çok tartışılan konuların başında seçilmiş cumhurbaşkanının yerine yurtdışı ziyaretlerde veya olağanüstü durumlarda atanmış birisinin vekâlet etmesi geliyordu. Bu eleştiriye rağmen bu değişiklik yapıldı.
Parlamenter sistemde, Cumhurbaşkanı’na TBMM Başkanı, Başbakana da ya başbakan yardımcısı ya da devlet bakanı vekâlet ediyordu. Ama yeni sistem de böyle değil.
Yeni sistemin Meclis’in etkinliğinin artacağı söylenmesine rağmen uygulamada öyle olmadığı görüldü.
Cumhurbaşkanına Meclis başkanının vekâlet etmesi en başta demokratik bir teamüldü. Bu teamül ortadan kalktı. Hazırlanan restorasyon çalışmasında bu düzenleme yapıldı mı bilemiyoruz, ama yaşayarak görülüyor ki bu sistemin oturması uzun yıllar alacak…
***
DİKKAT ÇEKEN BİRLİKTELİK!
Mutlaka sizin de dikkatinizi çekmiştir. Muhalefetten gelen en ufak bir eleştiriye iktidar tarafından misliyle hemen cevap gelirken, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından yapılan hiçbir eleştiriye iktidardan en ufak bir cevap gelmez. Bunun sebebi merak konusu olurken, Perinçek son günlerde, “Kayyım olayı safları netleştirdi. Türkiye Tarafı: Vatan Partisi, AK Parti, MHP… ABD güdümlü PKK/HDP dostları: CHP, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, FETÖ, İyi Parti, Saadet Partisi” diye sık sık ifadelerde bulunuyor.
Sizce de bu birliktelik bir garip değil mi?
***
ÖNCE KESİLEN AĞAÇLARIN YERİNE DİKİM YAPILMALI!
Tarım ve Orman Bakanlığı, “saatlerinizi 11 Kasım Saat 11.11’e ayarlayın… 81 ilimizde genç yaşlı elle, aynı anda 11 milyon fidanı toprakla buluşturuyoruz” sloganıyla bir kampanya başlattı. Bu kampanya ile Guinness Rekorlar Kitabı’na aday olunması düşünülüyor.
Bakanlar sosyal paylaşım sitelerinden bu kampanyaya desteklerini açıklarken, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemir’li de bu paylaşımlara “teşekkürlerini” belirten açıklamalar ekliyor.
Bakanlığın bu kampanyasını biz de gönülden destekliyoruz. Elbette her ilimize ağaç dikmek gerekir. Öncelik Kaz Dağları’na 40 kilometre mesafede olduğu söylenen ve altın aramak amacıyla kesilen 195 bin ağacın dikilmesine verilmeli ki daha anlamlı olsun…