"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayatın tazyikatı karşısında ne yapmalı?

Meral DEMİRDÖĞMEZ
13 Ağustos 2021, Cuma
“İnsan kâinatın ekser envaına muhtaç ve alâkadardır. İhtiyacatı âlemin her tarafına dağılmış, arzuları ebede kadar uzanmıştır.” (23. Söz)

Hem “insan zayıftır, belâları çok; fakirdir, ihtiyacı pek ziyade; âcizdir, hayat yükü pek ağır.” (6. Söz)

Kâinatın hadisatı, hayatın tazyikatı altında; kendisinde olan sadece küçük bir cüz’î ihtiyarî. Ömür müddeti çok kısa, sermayesi hiç hükmünde. Bir de kendisinden istenen azim ve ulvî vazifeler var. İnsan ne yapmalı ki,bu ağır yükleri kaldırabilsin?

Evvelâ; “şu vaziyette bir insana hakikî ma’bud olacak, yalnız herşeyin dizgini elinde, herşeyin hazinesi yanında, herşeyin yanında nazır, her mekânda hazır, mekândan münezzeh, aczden müberra, kusurdan mukaddes, naksdan mualla bir Kadir-i Zülcelâl, bir Rahîm-i Zülcemâl, bir Hâkim-i Zülkemâl olabilir. Çünkü nihayetsiz hacat-ı insaniyeyi ifa edecek, ancak nihayetsiz bir Kudret ve muhit bir ilim sahibi olabilir” (23. Söz 2. Mebhas)

Elbette böyle bir Zat’a, hakikî abd olmak, teslim, tevekkül ve duâ ile mukabele etmek gerektir. Acz ve fakr insanda iki yara olmakla beraber, Kadir-i Rahime tevekkül ile tedavisi mümkün.

Tedavi sırasında kullanılması gereken iki ilâç var:

“Ve o iki ilâç ise biri sabır ile tevekküldür. Hâlık’ının kudretine istinad, hikmetine itimattır. Diğer ilâç ise şükür ve kanaat ile talep ve duâ ve Rezzak-ı Rahîm’in rahmetine itimattır.” (7. Söz)

Kâinatın hadisatları ve hayatın ağır yükünü taşımaktan âciz olan insan, imanı elde etse kâfidir. Neden iman? 

Çünkü; “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hadisatın tazyikatından kurtulabilir. Tevekkeltü alallah der, sefine-i hayatta kemal-i emniyetle hadisatın dağlarvari dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadir-i Mutlak’ın yed-i kudretine emanet eder.” (23. Söz 3. Nokta)

Cüz’î bir ihtiyar ile ömrü kısa, sermayesi hiç hükmünde olan insana teselli ise:

“İhtiyarın cüz’î ise kendi Mâlik’inin irade-i külliyesine işini bırak. İktidarın küçük ise, -Kadir-i Mutlak’ın kudretine itimat et. Hayatın az ise hayat-ı bakiyeyi düşün. Ömrün kısa ise, ebedî bir ömrün var, merak etme. Fikrin sönük ise, Kur’ân’ın güneşi altına gir. Hem hadsiz emellerin, elemlerin varsa nihayetsiz bir sevap ve hadsiz bir rahmet seni bekliyor.” (32. Söz)

İnsanın üzerine aldığı vazife ise hakikî manada ağır da değildir. “5. Söz”de öz olarak ifade edilmiştir. “Ve o iki vazife ise; birisi hayatı verip, beslemektir, diğeri hayatı verene ve besleyene perestiş edip, yalvarmaktır. O’na tevekkül edip, emniyet etmektir.”

Hayatı verip, beslemek Cenab-ı Hakk’a aittir. Bize düşen; tevekkül ve emniyettir.

Elimizde Risale-i Nur gibi bir hakikat varken, hadiselerin şiddeti korkutmasın, elem vermesin, ümitsizliğe düşürmesin. Risale-i Nur sıkıntı ve musîbetlerin ilâcıdır. Musîbet anında, Üstadımızın ifadesiyle; “Biz şimdilik çok ihtiyat edip, telâş etmemek ve inayet-i İlâhiye’nin imdadımıza gelmesini tevekkül ile beklemek lâzımdır.” (14. Şuâ)

Okunma Sayısı: 1765
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şerife Tez

    13.8.2021 21:28:29

    muhteşem tesbitler Allah razi olsun ,kaleminize nurlar yagsin ,tesiri azim olsun inşaallah

  • Halil İbrahim Karahan

    13.8.2021 02:42:36

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı