"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

ABD-İran arasında gemilere el koyma süreci

Muhammet ÖRTLEK
18 Ağustos 2020, Salı
ABD ve İran arasındaki sorunlardan biri de, stratejik Hürmüz Boğazı’ndan geçişler konusu.

Geçtiğimiz 12 Ağustos’ta, ABD Ordusu Merkez Komutanlığı’nın yayınlandığı siyah-beyaz videoda, İran Donanması’na ait unsurların Hürmüz Boğazı’nda, Liberya bandıralı MT Wila adlı petrol tankerini ele geçirdiği iddia edilen görüntüler yer aldı.

Associated Press’te yer alan 13 Ağustos tarihli habere göre, ABD’li askerî bir yetkili “İran Donanması’nın, Çarşamba günü serbest bıraktığında, gemiyi yaklaşık 5 saat ele geçirdiklerini anlaşılıyor. Ancak ele geçirme hakkında herhangi bir sebep belirtilmedi” dedi.

Yine ABD’nin iddiasına göre, 2020 Temmuz ayında ABD tarafından aranan bir petrol tankeri, İran için ham petrol kaçaklığı yaptıktan sonra Birleşik Arap Emirleri (BAE) kıyısı yakınlarında kaçırıldı. Bununla ilgili olarak ABD Başkanı Donald Trump’tan henüz herhangi bir açıklama gelmedi. Ancak iddia edilen olaydan bir müddet önce Trump’ın, Independent’daki demecinde “3 Kasım 2020’de yapılacak ABD Başkanlık Seçimleri’nde tekrar seçilirse, 4 hafta içinde İran’la yeni bir nükleer anlaşma yapma sözü verdiği” de unutulmamalı. 

Trump’ın beyan ettiği “yeni anlaşmanın” muhtevasının ne olacağı belli değil. Bazı kesimler ise, Trump’ın, İran’a daha fazla yaptırım uygulamasını mevcut seçenekler arasında görüyor. Hal-i hazırda İran ekonomisinin, ABD yaptırımlarından büyük zarar gördüğü biliniyor. Buna birde Korona salgınının getirdiği ekonomik yükü de eklemek gerekiyor. Focus Economics sitesince, hem ABD yaptırımları hem de Korona’nın İran ekonomisini son 3 yılda yüzde 7.3 oranında önemli olan bir küçülmeye sebep olacağı ön görülüyor.

ABD yaptırımları, İran ekonomisini olumsuz etkilese de, bunun uzun vadeli çözüm olmadığı açık. Çünkü her şeye rağmen İran’ın nükleer programını ilerletmesine engel olamadığı görülüyor. Bununla ilgili olarak İranlı yetkililerin, 2020 Temmuz ayında sabotajla vurulan Natanz’daki tesiste, nükleer yakıt üretimini arttırmak üzere harekete geçtikleri belirtiliyor. Elbette İran’ın bu ve benzeri girişimleri, ABD tarafından, Barack Obama döneminde imzalanan 2015 yılı anlaşmasının ihlâli şeklinde değerlendiriliyor.

İran’ın nükleer faaliyetlerine karşılık, Trump yönetimi yine bir daha belirsiz süreyle BM silâh ambargosu kararını revize etti. Fakat İran’ın, BM Güvenlik Konseyi üyelerinden yakın ilişki içerisinde olduğu Çin ve Rusya böyle bir tavsiyeyi engelleme gücüne sahipler. Her iki ülke de ilgili tavsiye hakkında hemen güçlü bir muhalefet dili geliştirdikleri aktarılıyor.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise, BM’nin böyle bir teklifi onaylaması durumunda ortaya çıkacak sonuçlar konusunda uyarılarda bulundu. Suudi Arabistan’ın BM Büyükelçisi Abdul Aziz Al-Wasel’in, Cenevre’de düzenlenen bir konferansta “Tahran’ın, Ortadoğu’da barışı bozmak için desteklediği milislere silâh verdiğini” ileri sürmesi de, mevcut durumun ateşini yükseltti. ABD, tarafların açıklamalarıyla, kendisinin haklı çıktığı iddiasında. Ancak Trump’ın, seçimi kazandığında İran’la yeni anlaşma yapacak bir plan ve programının olmadığı da ihtimal dahilindedir.

ABD, Hürmüz Boğazı’ndaki gelişmelerden İran’ı sorumlu tutarken, kendisi de aynı duruma düştü. ABD yönetimi 14 Ağustos’ta, İran’dan Venezüella’ya petrol taşıyan “Luna, Pandi, Bering ve Bella” adlı 4 gemiye açık denizde el konulduğunu duyurdu. Gemilerin Teksas eyaletindeki Houston limanına getirilmek üzere yolda olduğu kaydediliyor. 

Gemilere el konulması için askerî güç kullanılmadığı ve gemilere İran’a yönelik yaptırımlar kapsamında el konulduğu açıklandı. Böylece ABD ilk defa İran petrolü taşıyan gemilere el koymuş oldu. Aynı zamanda ABD’nin gemilere el koymasını, uyguladığı yaptırımlar kapsamında, İran’ın petrol gelirinin kesilmesini amaçladığı âşikârdır. İran ise, nükleer programını “barışçıl sebeplerle” yaptığını bildiriyor.

Bugünlerde ABD-İran arasındaki çekişme gemilere el koyma üzerinden devam ediyor. Ancak İran, ABD’nin bütün yaptırımlarına rağmen, nükleer programından taviz verme niyetinde olmadığını gösteriyor. Daha da önemlisi her iki ülke arasındaki mevcut durum Trump’la da sınırlı değil. Yeni seçilecek ABD Başkanı’nın gündeminde İran’la ilişkiler olacağı kesindir.

Okunma Sayısı: 1002
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı