Rusya’nın Ukrayna işgalinde 30 Eylül 2022’de Kuzey Akım Boru Hatları’ndaki sızıntıların sabotaj ihtimali konuşulurken, 8 Ekim’de Kırım’daki Kerç Köprüsü’ne gerçekleşen saldırı haberleri yayınlandı.
Her iki gelişmenin ardından, Moskova’da 12 Ekim’de Enerji Haftası Konferansı’nda konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Türkiye’de doğalgaz merkezi kurulmasını önerdi. Birde Putin “AB’ye enerji tedarikini sağlamak için Kuzey Akım-2 Hattı’nın zarar görmemiş bölümünün kullanılabileceğini” de ifade ediyor.
Türkiye Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de 12 Ekim’de Putin’in önerisini “Türkiye’de bir Avrupa doğalgaz merkezi kurmak hakkında yorum yapmak için çok erken, tartışılmalı” şeklinde değerlendiriyor. Aslında Putin’in önerisi, Avrupa enerji tedarikinde alternatif arayışı olarak da yorumlanabilir. Elbette bu önerini altyapı ve ekonomik açıdan ele alınmalı.
Rusya’dan başlayıp Karadeniz’den 930 km kat eden 2 hatla Türkiye’nin Trakya bölgesine ulaşan Türk Akım ilk defa Putin tarafından 2014’te gündeme getirilmişti. Türk Akım Projesi, Türkiye ve Rusya arasında 10 Ekim 2016’da imzalanan Hükümetler Arası Anlaşma ile resmiyete kavuşmuştu. Aynı zamanda Putin 13 Ekim’de Kazakistan’da düzenlenen Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı’nın 6. Zirvesi’nde “Türk Akım Hattı’nı daha yoğun kullanmayı ve Türkiye’yi dünyanın en büyük doğalgaz merkezi yapmak istiyoruz” açıklamasıyla konuyu yine gündeme taşıdı.
Türkiye, savaş nedeniyle Rusya’ya karşı Batı’nın yaptırımlarını uygulamadı. Ancak Ukrayna’ya da SİHA’ları tedarik etti.
Batı yaptırımlarının şiddeti arttıkça, Rusya’nın yeni arayışlara girdiği söylenebilir. Rusya, enerji ürünlerini tanker gemilerle taşıyıp Yunanistan limanlarına boşaltıyor ve buradan Avrupa’nın içlerine sevk ediliyor. Rusya ile Türkiye Suriye, Libya ve Azerbaycan konusunda ayrı kulvarlarda siyaset takip etmelerine rağmen, Putin, Türkiye’yi doğalgaz merkezi yapma önerisini sunuyor. Türkiye için Akkuyu’da Rusya tarafından yapımı devam eden nükleer santral önemli bir adım.
Putin’in önerisini sunmasında “AB ve ABD’nin Türkiye’nin insan hakları sicilini eleştirmesi, ABD’nin F-35 savaş uçağı hususunda sorun çıkarması, Türkiye’nin Rus yapımı S-400 savunma sistemi alması”nın etkili olduğu kuvvetle muhtemeldir. Birde Batı yaptırımlarının Rusya’yı, Türkiye’ye yaklaştırdığı da düşünülüyor.
Diğer taraftan Viyana’da 5 Ekim’de düzenlenen OPEC+ üyelerinin toplantısında günlük petrol üretimini Kasım’dan itibaren 2 milyon varil azaltma kararı alınmıştı. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby 11 Ekim’de “OPEC+ aldığı kararın Ukrayna’daki savaşta, Rusya’ya manevî, askerî ve ekonomik destek verilmesi anlamına geldiğini ve bunu istemediklerini” belirtiyor. Dolayısıyla OPEC+ kararı ve Kirby’nin tepkisi dikkate alındığında, Türkiye’nin Putin’in önerisine nasıl yaklaşacağı merak konusu.
Aslında Türkiye, Rusya, Ukrayna ve BM arasında 22 Temmuz’da imzalanan anlaşma ile Türkiye üzerinden uluslararası piyasalara ulaştırılan tahıl ürünlerine benzer şekilde, Rusya’nın enerji konusunda da Türkiye üzerinden küresel piyasalara ulaşma amacı ihtimallerdendir. Eğer öneri gerçekleşirse Türkiye’nin, Rusya enerji ürünlerinin limanlarına boşaltan Yunanistan’la, AB, ABD, OPEC vd. ilgili aktörlerle ilişkilerinde (yeni)kırılmalar yaşaması muhtemeldir.