Lüleburgaz’dan Mahmut Çapraz: “İblisin en mühim bir desisesi olarak kendini kendine tabi olanlara inkâr ettirmesi ne demektir? Neden tehlikelidir?”
Görünmeyen Şey Yok mudur?
eytan’ın kendini kendine tabi olanlara inkâr ettirmesi en tehlikeli bir desisesidir.1 Çünkü adam şeytan yok derse, şeytan işini çekinmeden, pervasızca, daha rahat yapar.
Zaten şeytan işini yaparken, vesvese atarken, desise verirken biz onu görmüyoruz. Dolayısıyla biz aldandığımızı fark etmiyoruz. İçimizdeki aşırı negatif enerjiyi kendimizden sanıyoruz. Mevcut duygumuzun önüne düşen bir mahlûku görmüyoruz. Görmediğimiz için önlem almıyoruz. Önlem almadığımızdan, şeytanın ağından yakamızı kurtaramıyoruz.
Ama şeytanın varlığına inanırsak, yaptığımız ve kendimizi kurtaramadığımız günahlarda şeytan faktörünün farkında oluruz. Belki bir dua, belki bir feraset, belki bir basiret, belki bir karşı amel, şeytanın işini yapmasına fırsat vermez. Bu, şeytanın işini bozar, en azından zorlaştırır. Bu yüzden bizim onu bilmemiz, şeytanın işine gelmez.
Mesela sokağa çıkmaya ciddi bir gerekçesi olmayan müteyakkız insan, sokağa çıkmayı sırf günahlardan uzak durmak kastıyla erteleyebilir. Mesela falanca yerde bir günah var ve sakınmak zor olacaksa, müteyakkız Müslüman mümkünse oraya gitmemekle o günahtan kurtulur. Neticede şeytanın ağına düşmemiş olur. Mesela öfkelendiğinde derhal şeytanın ağına düşeceğini bilen müteyakkız Müslüman, öfke tuzağına düşmemeye gayret eder.
Bir Şey Yok Demekle Yok Olur mu?
Fakat inançsız insanın işi zordur. Çünkü o, imanın rükünlerini inkâr etmekle kalmaz, şeytanı da reddeder. Onu da inkâr eder. Bu yüzden de mümkünse şeytan, bilhassa inançsız insana önce kendini inkârla işe başlar. Şeytanı inkâr etmek, şeytanın işini kolaylaştırır.
Ve genellikle de şeytan Allah’ı, melekleri, ahireti ve görünmeyen gaybî hakikatleri ve âlemleri inkâr eden insana, kendini de inkâr ettirmeyi kolayca başarır. Çünkü aynı argümanları kullanır. “Gürünmeyen bir şey yoktur” argümanı. Dahası, adam zaten Allah’ı inkâr etmişse, şeytanı da inkâr etmek artık zor olmayacaktır.
Var olan bir objeye, yok demekle yok olur mu? Yok demekle, sadece o objenin sana vereceği hasarı da yok saymış oluyorsun. Bu tehlikelidir. Yılana yok diyen birisi, önlem almadığından yılana kendisini hedef eder ve yılan sokmasından hayatı kararır.
İnsanın Florası Bozulunca
İnsanın birçok aklî, kalbî, vicdanî, nefsî his ve duygular ile örülü florası, aslında Allah’ın haram kıldığı şeylere yaklaşmama konusunda güçlü bir yapıya sahiptir. Az bir yönlendirme ile haramdan sakınır ve helale yönelir. Az bir dürtükleme ile tembellikten kurtulur ve ibadetini yapar. Az bir Allah korkusu ile takvaya girer. Az bir bilgilenme ile ucbtan, gururdan, kibirden, riyadan, ihlassızlıktan kurtulur ve ihlaslı amele muvaffak olur.
Mesela insanın haram bir şeye iştihası uyandı mı, inançlı bir insanda diğer hâkim duygular devreye girer ve o haramı işlemesine meydan vermez. Yani Allah’ın emrine karşı isyan etmemek, Allah’ın emrine itaat etmek, bazı duyguların karşı cephe oluşturması, insan fıtratının o haram şeyi yapmama konusunda ortaya koyduğu irade, toplumsal dinamikler, çevresel faktörler… gibi birçok şey devreye girer ve o haramın işlenmesine meydan vermez. İnsan da sıhhatli bir niyetle bu salih amelin sevabından kolayca istifade olur.
Oysa şeytan insanın florasını bozar. Haram şeylere karşı mevcut duygusal isteğini ifrat dereceye çıkarır. Ve uyanık olmayan insanı harama atar. Bu da insanın manevî hayatını mahveder.
Dipnotlar:
1- Lem’alar, s. 165