Demokratları devirerek devletin yönetimini ele geçiren “Albaylar Cuntası”, aslında bir değil, ardı ardına tam dört kez darbe yapmış oldu.
1. Birinci darbede, milletin hür iradesiyle iktidara gelmiş olan Demokrat Parti hükûmetini devirdi.
2. İkinci darbeyi, askeriyenin başında bulunan Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun Paşa’ya karşı yapıldı.
3. Üçüncü darbe ile âdeta ordu lağvedildi. Darbe komitesi, 2 Ağustos 1960 tarihinde almış olduğu vahşiyane bir kararla 235 general ile yaklaşık 5.000 kadar subayı cebren ordudan attı. EMİNSULAR: Yani, Emekli İnkılap Subaylar olayı.
4. Dördüncü darbe, cuntanın kendi içinde yapmış olduğu darbedir. 13 Kasım 1960 tarihinde yapılan iç darbe ile Alparslan Türkeş liderliğindeki 14 üye darbe komitesinden atılarak yurt dışına gönderildi.
*
Öncelikle, Genelkurmay Başkanı olan Rüştü Erdelhun Paşa’nın başına gelenlere bir bakalım.
Demokrat Parti iktidarına son vererek Başbakan ve bakanları katleden 27 Mayıs (1960) darbecilerinin işlemiş olduğu günah ve cinayetlerin listesi hayli kabarıktır, bu cuntacıların.
Darbe yapıldığı esnada, Genelkurmay Başkanı olan Rüştü Erdelhun Paşa, 23 Ağustos 1958’den beri bu makamda bulunuyordu.
1894 Edirne doğumluydu ve yirmi yaşından, yani 1914’ten beri ordunun içinde çeşitli kademelerde başarılı hizmetlerde bulunmuş şerefli bir subaydı.
Ordunun başında bulunduğu 1958’den beri bünyede yaşanan bir rahatsızlığın, bir hazımsızlığın farkındaydı. Ancak, ordunun siyasete ve ideolojik cereyanlara kapılmasını doğru bulmuyor ve bu düşüncesini hemen her fırsatta dile getiriyordu.
Başkomutanın darbeye taraf olmadığını anlayan alt kademelerdeki cuntacılar, gizli bir faaliyet yürüttüler ve 27 Mayıs gecesi Korgeneral Cemal Madanoğlu liderliğinde insanlık dışı bir darbe gerçekleştirdiler. (Erzurum’daki 3. Ordu Komutanı Ragıp Gümüşpala’nın Madanoğlu’na itirazı üzerine, darbeciler telâşlandılar ve İzmir’de emeklilik hayatını yaşayan eski Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Cemal Gürsel’i gece yarısı apar–topar alıp Ankara’ya getirerek cuntanın başına monte ettiler.)
Cumhurbaşkanı Bayar, Başbakan Menderes’i deviren ve Genelkurmay Başkanını hapsettiren bu cuntacılar, ileriki günlerde daha alt kademeye de indiler ve binlerce subay (Eminsular) ile siyasetçinin hayatını azaba çevirdiler.
Zaman içinde zıtlaşmaya giderek birbiriyle de geçinemez hale gelen darbe cuntası, ilk fırsatta “Türkçü sağ” kanadı tasfiye (14’ler harekâtı) etti; dahası, orduda muvazzaf subayların yarıdan fazlasını bir gecede ihraç ederek, tarihte emsâlsiz bir zulümkârlığı irtikâp etti.
*
Darbecilerin işlemiş olduğu zulüm ve haksızlığın ardı arkası kesilmedi. Yüzlerce DP’li siyasetçi ile birlikte Genelkurmay Başkanı Erdelhun Paşa ve onun gibi düşünen birçok şerefli subay (meselâ, Kore gazisi Tahsin Yazıcı Paşa) da Yassıada’da yargılandı ve muhtelif cezalara çarptırıldı.
Darbeciler tarafından Erdelhun Paşanın yerine getirilen Org. Gümüşpala, bir müddet Genelkurmay Başkanlığı yaptıktan sonra diskalifiye edildi ve ordu ile ilişiği kesildi.
İdamlardan sonra siyasete atılan Ragıp Gümüşpala, DP’nin yerine kurulan Adalet Partisi’nin ilk genel başkanlığı görevine seçildi. Vefatına (1964) kadar da bu makamda kaldı. Onun vefatından sonra yapılan olağanüstü kongrede, AP Genel Başkanlığına Süleyman Demirel seçildi.