"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Evlerimiz bizim küçük birer cennetimiz

Mustafa Gönüllü
01 Nisan 2020, Çarşamba
Bir çeşit salgın hastalığın günümüzde vuku bulmasıyla birlikte uzmanlar ‘evlerinizde kalın’ uyarılarını önemle tekrarlıyor.

Evler bu zamanlarda herkes için adeta salgından koruyan bir sığınak vazifesi görüyor. Artık dünya, birçok kimse için bir ev kadar küçük bir darlıkla sınırlandırılmış hale geldi. Dünyaya sığamayan insan, ‘hayat eve sığar’ deyimiyle evine sığmak mecburiyetinde kaldı. Biz de uzman uyarılarını dikkate alarak zamanımızı evde geçirip, bu zamanları müşahedeye koyulduk. Ve Üstad Bediüzzaman’ın, ‘her insanın küçük bir dünyası, belki küçük bir cenneti dahi kendi hanesidir’ sözünü bu zamanda yaşayarak anlamaktayız.

Hanelerimiz bizleri virüs salgınından muhafaza ettiği gibi, biz farkında olmadan bizleri manevi salgınlardan da muhafaza etmektedir. Çünkü koronavirüs salgını öncesi içtimai hayat günahlarla ehl-i imana saldırmaktaydı. Bu musibet dışarıdaki günahları bir nebze olsun azalttı.

Ancak hanelerimizin manevî tehlikelerden tamamen soyutlanmış olmadığını, evlere kadar ulaşmış manevi saldırıların da mevcut olduğunu bilmemiz önem arz etmektedir. Çünkü nefisle beraber insi ve cinni şeytanlar boş durmayıp aile içinde fitne ve fesat çıkarıp huzur ve saadeti bozmaya ve aile fertlerini ayrı ayrı günah bataklıklarına atmaya çalışmaktadır.

Bu tehlikelere karşı hanemizi ve ailemizi muhafaza etme çarelerini asrın Kur’an tefsiri olan Risale-i Nur bizlere sunmuştur. Üstad Bediüzzaman, manevi tehlikelerinden muhafaza olunan evlerin ‘ahirete imanın’ hüküm sürdüğü evler olduğunu belirtmiştir.

Bir evde ahirete imanın hüküm sürmesi, öncelikle o evin manevi havasını büsbütün değiştirecektir. Ahirete iman ile aile fertleri birbirlerini sadece dünyevi hayat müddetince görmeyeceklerinin, birbirlerine sonsuz bir uhrevi hayat arkadaşı da olacaklarının farkındadırlar. Bu fark ediş, uhrevi bir dayanışmayı, dostane bir paylaşmayı ve şevk verici bir arkadaşlığı beraberinde getirecektir.

Asa-yı Musa eserinde Bediüzzaman, ahirete imanın hakim olduğu evlerde ahlakın nasıl yükseleceğini şöyle açıklamaktadır: ‘’Eğer âhirete iman o haneye girse, birden ışıklandıracak, ortalarındaki münasebet ve şefkat ve karabet (yakınlık) ve muhabbet kısacık bir zaman ölçüsüyle değil, belki dâr-ı âhirette saadet-i ebediyede dahi o münasebetlerin devamı ölçüsüyle samimî hürmet eder, sever, şefkat eder, sadakat eder, kusurlarına bakmaz gibi ahlâk yükseklenir. Hakikî insaniyet saadeti o hanede başlar inkişafa.’’

Uhrevi aile nasıl olur?

Peygamberimiz’in (asm) ‘Muhakkak ki sürüden ayrılan koyunu kurt kapar’ hadisi ile, aile fertleri hane içerisinde ayrı ayrı hareket etmemelidir. Her ferdin kendi köşesine çekilip farklı alemlerde gezmesi, hanenin cennetmisal vaziyetine zarar vereceği gibi, fertlerin aile gibi bir havuzdan faydalanamamasına sebep olacaktır.

Aile fertleri arasında ‘istişare’ ile görev dağılımları yapılması, o aileyi bütün olarak tutacak ve kopmalara meydan vermeyecektir. Bununla birlikte, evde namazların cemaatle kılınması, tesbihatların yapılması, şahsi okuma saatleri ve müzakereli ders saatleri konulması, aile bağlarını güçlendireceği gibi, ortak havuzdan kazanılacak sevapları da artıracaktır. Bu işler o ailede ahirete imanın hüküm sürdüğünü gösteren en önemli işaretlerdir.

Sevaplı ameller ile birlikte helal dairede müspet ameller de ortak olarak aile içerisinde yapılabilir. Bunlara müspet filmler izlemek, ailece faydalı oyunlar oynamak gibi çeşitli faaliyetler örnek verilebilir. Zaten helal dairede keyif sürmek, ehl-i iman için sevaplı ameller kategorisine de girmektedir.

Elbette her bir ferdin şahsi ve kendine özel alanları olacaktır. Aile içerisinde de bu özel alanlara saygı duymak önemlidir. Ancak nasıl ki okullarda 40 dakika ders ve sonrasında 10 dakika teneffüs oluyor, bu özel alanlar da gün içerisinde cüz’i vakitlerle sınırlı olmalıdır. Zaten namaz, tesbihat, dersler ve istişare kararları gibi temel meselelerin rayına oturması asıldır. Teferruat sıkı tutulmamalıdır.

Şu bilinmelidir ki, ailede geçirdiğimiz zamanların kalitesi, topluma faydalılık oranımızı belirler. Aile toplumun yapı taşı olduğu için, aileden alacağımız faydalar topluma yansıyacaktır. Biz de evde olduğumuz zamanların kalitesini artırmayı, yeni ortak faaliyetler üreterek zamanlarımıza değer katmalıyız. Dünyevi evlerden farklı olarak, uhrevi evlerimizin maneviyatını hissetmeli ve uhrevi bağlara sıkı sıkıya sarılmalıyız.

Okunma Sayısı: 2818
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı