"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Japonlardan Sünnet-i Seniyye dersi

Mustafa Gönüllü
10 Nisan 2023, Pazartesi
YEMEĞİN İLMİ

İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre Londra’daki bir araştırmacı, Japonya’nın Okinawa Adası’ndaki insanların çoğunun 100 yaşından fazla yaşadıklarını görmüş ve uzun ve sağlıklı yaşamanın yollarını öğrenmek için o insanların hayatlarını incelemeye koyulmuş. 50 yıllık kariyerinin çoğunu bu tür araştırmalara ayıran araştırmacı, Okinawa Adası’nda yaşayanların prensiplerinden birinin “hara hachi bun me” yani “sofradan doymadan kalkmak” olduğunu görmüş.1

Haberde doymadan kalkmanın, ‘artık aç değilim’ denilebildiği zaman yemeye son vermek olarak da düşünebileceği vurgulanmış.  

“Hekimlerin şeyhi” ünvanlı İbn-i Sina’nın tıp ilmini topladığı iki satırdan birincisi olan “yediğin vakit az ye”2 cümlesini de düşündüğümüzde sofradan doymadan kalkmanın sağlıklı bir hayat geçirmek için ne kadar önemli olduğunu anlarız. 

Doymadan kalkmak ehemmiyetli bir sünnettir. Bir hadis-i şerifte, “Biz öyle bir kavmiz ki, acıkmadan sofraya oturmayız, oturduğumuzda da doymadan kalkarız.”3 buyurulmuştur. 

Başka bir hadis-i şerifte de midenin tamamen doldurulmaması ile ilgili şöyle buyurulmuştur: “Ademoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysa ki Ademoğlu için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Şayet mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman (midesinin) üçte birini yemek... için ayırsın.” 4

Midenin sadece sindirim gibi maddi bir vazifesinin olmayıp her organ gibi kendine mahsus bir ibadetinin de olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Mideyi tamamen yemekle doldurmak ona bir yüktür ve onu sadece maddî vazifesi ile meşgul etmektir. Böylelikle “Kıyâmet günü kendi dilleri, elleri ve ayakları bütün yaptıklarını itiraf edip onlar aleyhinde şâhitlik yapacaktır.”5 ayetindeki uzuvlar gibi mide de bizden şikayetçi olacaktır. 

Bediüzzaman, mideyi tamamen yemek işiyle meşgul etmenin zararlarını ve Ramazan orucunun mide üzerindeki faydalarını şöyle açıklar: “Nefis, eğer muvakkat bir ayın gündüz zamanında ta’til-i eşgal etmezse (yemek işini bırakmazsa); o fabrikanın (midenin) hademelerinin ve o cihazatın hususî ibadetlerini onlara unutturur, kendiyle meşgul eder... Ulvî vazifelerini muvakkaten unutturur... Ramazan-ı Şerif orucuyla o fabrikanın hademeleri anlarlar ki; sırf o fabrika için yaratılmamışlar.”6 Evet, manevî sofralardan faydalanmak için dünyevî sofralardan doymadan kalkmak şarttır.

Öyleyse bizler, Japonya’da uzun ve sağlıklı yaşamak maksadıyla uygulanan “doymadan kalkmak” davranışını sünnet-i seniyyeye uymak niyetiyle yaşamalı, böylelikle mide emanetinin hakkını gözetmeli, onu ahirette bizden şikayetçi etmemeliyiz. 

Dipnotlar:

1- https://turkish.aawsat.com/home/article/ 3449506/100-ya%C5%9F%C4%B1n%C4%B1za-kadar-ya%C5%9Faman%C4%B1n-form%C3%BCl%C3%BC

2 -Lem’alar, On Dokuzuncu Lem’a, 7. Nükte

3-  es-Sîretü’l-Halebiyye 3/299

4 -Tirmizî, Zühd, 47 

5- Nur suresi, 24. Ayet 

6 -Yirmi Dokuzuncu Mektup, Ramazan Risales, Sekizinci Nükte

Okunma Sayısı: 1948
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı