"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘İlham’ı beklerken...

Mustafa Gönüllü
16 Haziran 2019, Pazar
İlham geldi ya da gelmedi. İlham nasıl geliyor pek anlamam. Kendi kendine gelip giden bir şey mi acaba? Bence ilham böyle bir şey değil. Sahiden, ilham nedir?

İlham, bir yerlerden bir çağrışım gelmesi ile bir işi yapmaya başlamak ya da bir işe başlamadan önce o işe iştiyak duymak anlamına gelmektedir.

Bunun olabilmesi için, yani iştiyakla bir işe koşuşturmak için o işle ilgili bazı bölümleri bilebilmek gerekmektedir. Nasıl yani? 

Şöyle: Her işin içinde, o işe iştiyak duyulacak bölümler vardır. Bazen bir işte öyle bir bölüm vardır ki, altından kalkılamayacak gibi görülen işler, sadece o bölümü yakalayabilmek için bile kolayca yapılabiliyor.

Meselâ, bir futbolcu. Kritik bir maçta, sonuç berabere devam ederken son dakikalarda attığı gol ile takımını galibiyete ulaştırmasıyla, taraftarlarını coşturmasıyla, o futbolcuda yaptığı ve yapacağı bütün antrenmanlar için şevk uyanmaz mı?

Veya bir öğrenci, büyük hedeflerini göz önüne alıp sınav için saatlerini çalışmaya verirken, maddî ve manevî kazançları düşünerek daha istekli çalışmaz mı?

Ya da ibadetlerindeki tek amacı Rabbin’in rızasını kazanmak olan bir kul, o yüce hedefe ulaşmak için şevkle daha çok çalışmaz mı?

Bu örneklerdeki gibi olan insanlar, çalışmak için bir yerlerden ilham beklemiyor, tabiri caizse ilhamı kendisi sipariş veriyor.

Üstad Bediüzzaman’ın eserleri olan Risale-i Nurlar ise, Bediüzzaman’ın oturduğu yerden mi yazılmış, haşa. Bediüzzaman, hayatı boyunca çeşit çeşit kitabı okuması, araştırması, hıfz etmesi; bu çabalarla ve Allah’ın ona yardımıyla Risale-i Nur meydana çıkmıştır elbette. İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır, âdetullah kanunu bunu gerektirir.

Onun sözleriyle yazımızı noktalayacağız: ‘’Ey sa’y (çalışmak) ve ameldeki lezzet ve saadeti bilmeyen tembel insan! Bil ki Cenab-ı Hak, kemal-i kereminden hizmetin mükâfatını, hizmet içinde dercetmiştir. Amelin ücretini, nefs-i amel içine koymuştur. İşte bu sır içindir ki mevcudat hattâ bir nokta-i nazarda camidat dahi evamir-i tekviniye tabir edilen hususî vazifelerinde, kemal-i şevk ile ve bir çeşit lezzet ile evamir-i Rabbaniyeyi imtisal ederler. Arıdan, sinekten, tavuktan tut tâ şems ve kamere kadar her şey kemal-i lezzetle vazifesine çalışıyorlar. Demek, hizmetlerinde bir lezzet var ki akılları olmadığından âkıbeti ve neticeleri düşünmeden mükemmel vazifelerini îfa ediyorlar.’’ (Risale-i Nur, Lem’alar.)

Okunma Sayısı: 1034
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı