"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çoban yıldızı

Fatma Eren
17 Ekim 2025, Cuma
Uçağımız İskandinav coğrafyası üzerinde inişe geçtiği sıralarda vakit sabaha karşı saat dört sularıydı.

Pencereden baktığında şehrin ışıkları görünüyordu. Dünyanın en güçlü, demokrasisi en gelişmiş ülkelerinden, kuzey ışıklarının diyarıydı burası. 

Birden burnu sızladı. Çocukları ve geride bıraktıkları geldi aklına. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Kim bilir onlar da nasıl isterlerdi buralara gelmeyi, huzur soluklamayı. Dua etmenin vakti saati yoktu ki.

İnandığı, bu kolaylığı ve fırsatı verdiği için Allah’a şükretti. Gözlerini kapattı. Dudağı kıpırdamadan içinden, yüreğiyle dualar etti. Bismillâh diyerek ayak bastı yaban ellere. 

Dilini bilmediği bir diyara gelmişti. Korku, panik yoktu. İçini huzur kaplamıştı. Güvende olduğunu hissediyordu. Birkaç kelime el işaretleriyle çıkış kapısını kolayca bulmuştu. Eşi elinde bir demet gül ile bekliyordu.

Dışarı çıktıklarında tan yeri ağarmaya başlamıştı. Seher yeli hafifçe yüzünü okşadı. Tertemiz havayı içine çekti. Arabaya doğru ilerlerken gökyüzüne baktı.

Pırıl pırıl berraktı. Çoban yıldızı sanki gülümsüyordu. Hiç bu kadar parlak görmemişti. Şehirde ilk gördüğü ve selamlaştığı çoban yıldızıydı. Arabaya binerken bir kez daha baktı, hoş geldin der gibiydi. İşte o ân, o intibah, zihnine nakşolmuştu..

Gün doğumuyla şehre girişini hayra yordu. Yeni, taptaze başlangıçlara merhaba diyordu sanki. Mevsim sonbahardı. Olanca güzelliğiyle şehir süslenmişti. Ağaçlar renk armonisine bürünmüştü. Yapraklar yeşilden sarının tonlarına doğru renk kartelası oluşturuyordu. Asude, büyüleyici bir güzellikti. 

Çocuklar yapma bebek gibiydiler. Sapsarı burçak gibi saçlar, masmavi boncuk gözler…

Şehre hayran olmuştu. Müreffeh bakımlıydı. Mimarîleri muhteşemdi. Binalar tablo misali,  o kadar düzgün o kadar harikaydı ki!

Yüksek bina neredeyse yoktu. Genel mimarî tarzları, bahçeli, yüksek çatılı. Bazı evler asırlık ama bakımlıydı. Kapıda tarihleri yazıyordu; 1870, 1929 gibi. 

Sessizlik dikkatini çekmişti. Çıt çıkmıyordu. Trafikte aşina olduğumuz kavga, gürültü yoktu. Sessizce, ahenkle ilerliyordu. Kurallara bağlıydılar. Nadiren korna sesi duyulduğunda; bunu yapanın, ne acıdır ki sabırsız, taşkın bir göçmen olduğu görülüyordu. İnsanlar şatafat ve lüks düşkünü değil son derece sade, basit yaşama tarzları vardı.

İnsanların saygılarına hayran oldu. Sözde gayr-ı Müslim diyarıydı. Fakat Müslüman ahlâkı taşıyorlardı. Nezaket, güler yüz, dürüstlük, güven vardı bu topraklarda. İnsanların gözlerinde berraklık, duruluk görülüyordu. Yalan, dolan, hile yoktu bakışlarında.

Memleketindeki insan manzaralarıyla karşılaştırdığında üzülüyor, “Neden Müslüman olarak biz böyleyiz?” diyordu. Adlî vaka neredeyse yok gibiydi. Evlerin; kapı, pencerelerinde demir parmaklık vs. bulunmuyordu. Balkonlarda, bahçelerde masa, çiçek, kandil, vazo gibi eşyalar gece gündüz duruyor hiç zarar görmüyordu.  Hayretler içindeydi. İslâm ülkelerinde mumla aranılan hukuk, adalet, özgürlük, huzur, burada mevcuttu.

İslâm dünyası bu gaflet uykusundan ne zaman uyanacak? İslâm’ın cihanbahâ hakikatleri ne zaman alıcısını bulacaktı?!

Düşündü, düşündü. Sonra  Bediüzzaman’ın vecizesini hatırladı. “Ümitvâr olunuz! İstikbal inkılâbı içinde, en yüksek sadâ, İslâm’ın sadâsı olacaktır!” sözüyle sürur buldu.

Kendine bir düstur edinmişti. Tüm insanlara dua etme seferberliği ilan etti. Dünyayı cennetlere çevirme sözü verdi kendine. Çoban yıldızıyla da arkadaş olmuştu. Artık her seher vakti balkona çıkıyor, çoban yıldızıyla hasbihal ediyor, Rabb’ine dua dua yalvarıyordu. İnanıyordu Rabb’ine. Bu, Allah’ın lütf u keremiyle olacaktı.

Okunma Sayısı: 198
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı