07 Temmuz 2011, Perşembe
Cumhuriyet devri eğitim ve öğretim çalışmalarının temeli, ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti zamanına kadar uzanır. İlk TBMM Hükümeti kurulduktan (24 Nisan l920) sonra, duyulan ihtiyaç üzerine 16 Temmuz 1921 günü bilimsel bir kurul toplantısı yapılmıştır.
Bu toplantıda, ülke kuruluşunda en önemli etkenin ilmi tedrisatla, yani eğitim ve öğretimle mümkün olacağı görüşünde birleşildi. Cumhuriyetin ilân edilmesinden sonra (29 Ekim 1923) çıkarılan Tevhidi Tedrisat Kanunu (Eğitim ve Öğretimin Birleştirilmesi) ile medrese öğretimine son verilmiştir (3 Mart 1924). Daha sonraki yıllarda eğitim ve öğretim çalışmaları genel olarak üç bölümde geliştirilmiştir. Bunlar başlıca; 1- Köy eğitimi, 2- Teknik eğitim ve 3- Halk eğitimidir.
1. Köy eğitimi: İlk zamanlarda köy ilkokulları üçüncü sınıfa kadar öğretim yapmaktaydı. Aynı zamanda bu okullarda eğitmen adı verilen, bir nev'î yardımcı öğretmen statüsünde olan elemanlar ders verirlerdi. Eğitmenler, askerlik hizmetini çavuş olarak tamamlayan köylü vatandaşlardan seçilirdi. Bu kişiler bir yandan okuma yazma öğretebilecek, diğer yandan da ziraat işlerinde köylüye yardım edebilecek özellikte yetiştiriliyorlardı. İstatistiklere göre, 1950 yılına kadar yetiştirilen eğitmen sayısı 8675 ve eğitmenli köy ilkokulu sayısı da 7090’dır.
Daha sonra köy öğretmenlerinin yetiştirilmesine başlanmıştır. Köy öğretmenlerinin yetişmesi için hazırlanan program, adayların ilkokulu bitirdikten sonra beş yıllık Köy Enstitülerinde hem ders görmelerini, hem de tarım ve san'at alanlarında yetiştirilmelerini ön görmekteydi. Yine istatistik bilgilerine göre, 1950 yılına kadar 17 binden fazla köy öğretmeni yetişmiş ve sekiz binden fazla da köy ilkokulu açılmıştır.
Bunlardan başka, köye tarım ve herhangi bir san'at dalında usta yetiştirmek için “bölge köy okulları” kurulmuştur. Köy öğretmenlerinden başarılı olanlara bu okullarda görev verildi. Bu statüdeki öğretmenlerin sayıları da 1945 yılı sonu itibariyle 600’e yaklaştığını kayıtlardan öğreniyoruz.
Diğer taraftan Köy Enstitülerinde açılan sağlık bölümlerinde ise köy ebesi ve sağlık memuru yetiştirilmiştir. Bunların sayıları da 1950 yılına kadar 500 dolayında kalmıştır.
Görünüşte faydalı ve ülke kalkınmasına yönelik bir kuruluş olan Köy Enstitüleri, zaman ilerledikçe toplumumuzun inanç ve ahlâk değerleriyle tam ters bir görüntüye bürünmüştür. Öyle ki, her geçen gün halkımızın daha çok nefretini üzerine çeken bu kuruluşlar, 1950 yılından sonra Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kapatılmak zorunda kalınmıştır. Çünkü, buralarda sergilenen inanç ve ahlâk dışı bir çok davranışlar ile inançsızlığın ve ahlâksızlığın derslerde resmen aşılanmasına çalışılması, halkımızı derinden yaralamış ve üzmüştür. Bunun içindir ki, birer fesat yuvası haline gelen bu kuruluşların kapatılmasına halkımız çok sevinmiştir. Bunların yerine öğretmen okulları açılarak, bu sahadaki boşluklar büyük ölçüde doldurulmuş oldu.
2. Teknik eğitim: Cumhuriyet devrinde ilk olarak teknik alandaki eğitim, erkek ve kızlar için açılan “sanat enstitüleri” ile gerçekleştirilmeye çalışıldı. Önceleri çok az sayıda açılan bu okullar zamanla çoğaltılarak, günümüzdeki meslek liseleri durumuna getirilmiştir.
3. Halk eğitimi: Halka yönelik bu tarz eğitim, ilk zamanlarda ve köylerde, köy okulu ve köy odalarında, şehir ve kasabalarda ise halk evlerinde geliştirilmek istenmiştir. Köy Enstitüleri örneğinde olduğu gibi, bu eğitim tarzı da halkımızın manevî değerleriyle ters düştüğü için, halk evleriyle birlikte kapatılmıştır.
Cumhuriyet devrinde uzun yıllar esaslı bir eğitim ve öğretim programı yapılamamıştır. 1948 yılında yalnız ilkokullar için hazırlanan ders programı uygulamaya konmuştur. Bu program yıllarca uygulandıktan sonra, bir çok eksiklikleri ve aksaklıkları görülmüştür. Üzerinde bir çok çalışmalar yapılmış ve sonunda 1962 taslak programı geliştirilmiştir. Bu programın da yıllarca üzerinde çalışılıp bir çok düzenlemelerden sonra 1969 yılında son şekli verilerek uygulamaya geçilmiştir.
Türk Millî Eğitim sistemi, 1975 yılında kabul edilen Millî Eğitim Temel Kanunu ile bugünkü durumuna getirilmiştir. Sözü edilen kanuna göre eğitim ve öğretim iki grup altında toplanmaktadır. Bunlar; 1) Örgün eğitim (okul öncesi eğitim, temel eğitim, ortaöğretim ve yüksek öğretim) ile 2) Yaygın eğitimdir. Yaygın eğitim, örgün eğitimin dışında kalan bütün eğitim ve öğretim programlarını içine alır. Bu da ayrıca, meslek teknik eğitimi ile genel programlı eğitim olarak iki bölümden oluşmaktadır.
Okunma Sayısı: 44705
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.