"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nurlarda şu cümle bozuk mu? (1)

Nahit TOPALOĞLU
14 Eylül 2025, Pazar
Şapka Deyip Geçmeyin-50 - Anlatım Bozuklukları-31

Hamdi Aktaş kardeşimiz yazmıştı:

“… On altıncı Mektub’un Zeyli Altıncı Sebepteki bu cümlede bir anlatım bozukluğu var gibi geldi bana. Farklı birkaç kitaptan baktım cümle hep aynı bu şekilde geçiyor. Bir de size sorayım dedim…” 

“Kader ise, benim diyanette ve ihlâsta noksâniyetim var, ara sıra ehl-i dünyaya riyakârlıklarımDAN İÇİN beni sıkıyor. Mektubat – 74”

Sual değil, demir leblebi. 

Çook önce beni de meşgul etmişti. Tashihli bir metin olsa da baksak, deyip bilgisayarıma kaydetmiş olduğumu hatırladım. 

O zamanlar zihnimi çok meşgul ettiğini, bazı karalamalarla, zamana bırakıp unuttuğumu söylemeliyim. 

Bilgisayarın hard diski dolunca pek çok dosyayı 2 terabaytlık bir yedek diske boşaltmıştım. Bu yedek, uzun yıllar çekmecemde uykusuna devam etmişti. Bazı programları yine yedeğe aktarma ihtiyacı zuhur edince ne göreyim? Uykudaki yedek, durduk yerde ammizâdesine iltihak edip mevtâ olmuş; mecazî uykudan hakikî uykuya kat’-ı merâtib eylemiş. 

Siz siz olun, bu tür yedekleri, arada bir bilgisayara takıp diski şöyle bir çevirttirin. Durduk yerde bir şey olmaz, sanmayın. İşleyen demir ışıldar, diye boşuna söylenmemiş!

Bu şok karşısında, “Nurlarda Anlatım Bozuklukları başlığı ile bir klasör teşkilimin tokadı mı acaba?” diye bir düşünce, ZİHNİMİ YALAMIŞ MIYDI GİBİ?   (Bu ifade de çıkıverdi birden. Burada anlatım kusuru var mı, sonradan düşüneceğim. Yok gibi görünüyor ama sizler de düşünebilirsiniz) Ama ben, hani muhtevâsı anlaşılsın diye yazıvermiştim klasör adını öyle. Şakacıktan yâni.

Neticede pek çok bilgi, çalışma, program, yedek hard disk ile mevtâ oldu. Suâl ile ilgili zihin jimnastiği bakımından neler karalamışsam onlar da tabiî. Soruyu soran kardeşimizdeki ihlâsın feyziyle olacak, cevabı def’î olarak klavyemden dökülüvermişti:

-Hamdi Kardeşim, “Kader ise , BENİM DİYÂNETTE VE İHLASTA NOKSÂNİYETİM VAR,  ara sıra ehl-i dünyaya riyakârlıklarımdan için beni sıkıyor.” 

Koyu ifadeler (Mailde koyu dediğim kısımlar, gazetede maalesef koyu yazıl(a)maması sebebiyle burada büyük harflerle gösterildi) “ara cümle” olarak kullanılmış, iki virgül arasına veya paranteze alınmalı.  Geriye kalan   ‘Kader ise, ara sıra ehl-i dünyaya riyakârlıklarımDAN DOLAYI beni sıkıyor.’

Bu cevap klavyemden dökülüverince, şaşırmadım desem yalan olur.

-Devam edecek-

Okunma Sayısı: 1964
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • receb

    14.9.2025 23:28:44

    Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur. Muhakemat Edebiyat metni gibi görürsek özüne perde çekilir.Bu tür küçük ayrıntılar üzerinde durmamalıyız.Asıl olan manadır.

  • Mehmet Türeli

    14.9.2025 20:14:43

    Risale-i Nurda bir kelime üzerinde bile titizlikle duruluyorsa çok sağlam ve mükemmel bir edebiyat, gramer ve dilbilsine sahip demektir. Bazı kelimelerde bizim anladığımız değil de üstadın farklı bir anlamı taşıyabilir. 'Belki' kelimesi bizde tereddüt taşımasına rağmen üstadın kesin ifade eden muhakkak anlamını taşıyor. Cümlenin içindeki 'için' kelimesi bize ters gibi geliyor 'dolayı' kelimesi daha yatkın gelse de 'için' daha vurgu ve dikkat çekip anlayarak massederek okumaya sevk ediyor.

  • HÇeşitcioğlu

    14.9.2025 05:58:20

    a/-Bir mana bir söz; zaman içinde; ırmaktaki taş gibi yuvarlanır şekillenir. - Nasibi varsa şekil biçim hatta mana muhteva değiştirerek, hayatta kalır ve yaşar. -En basit; Tengri tenri ve tanrı olur ve yaşar, değişim geçirmese yaşar mıydı? Hatta mana kayması ve tersinden anlam kazanması bile yaşamasına katkı yapar; tevatür: bir söz veya hadisin doğru güvenilir bir toplulukça söylenmesi veya tasdiki. Avam arasında; söylenti gibi anlaşılıyor - Patros Pavlos azizler; çeşitli söyleyişlerle birliikte, ırmak taşı gibi; pier ve pol’ e evrildi daha kısaları da var.. -Üstad Türkçe’ yi asıl Mardin’ de 16 yaşında öğrenmeye başladı. -Üstad RN türkçesi; Barla Isparta Eskişehir Kastamonu ve Emirdağ Türkçesidir. - Bu cümle yerel/ mahalli bir şive ve üslup özelliğinden başka bir şey değil, evet bugün için dilbilgisi ve gramer problemi var! amma her güzelin de kusuru olmalı ! ‘ RN edebiyat satmıyor, bu hatalar dikkati artırıyor ve manayı netleştiriyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı