Hamdi Aktaş kardeşimiz yazmıştı:
“… On altıncı Mektub’un Zeyli Altıncı Sebepteki bu cümlede bir anlatım bozukluğu var gibi geldi bana. Farklı birkaç kitaptan baktım cümle hep aynı bu şekilde geçiyor. Bir de size sorayım dedim…”
“Kader ise, benim diyanette ve ihlâsta noksâniyetim var, ara sıra ehl-i dünyaya riyakârlıklarımDAN İÇİN beni sıkıyor. Mektubat – 74”
Sual değil, demir leblebi.
Çook önce beni de meşgul etmişti. Tashihli bir metin olsa da baksak, deyip bilgisayarıma kaydetmiş olduğumu hatırladım.
O zamanlar zihnimi çok meşgul ettiğini, bazı karalamalarla, zamana bırakıp unuttuğumu söylemeliyim.
Bilgisayarın hard diski dolunca pek çok dosyayı 2 terabaytlık bir yedek diske boşaltmıştım. Bu yedek, uzun yıllar çekmecemde uykusuna devam etmişti. Bazı programları yine yedeğe aktarma ihtiyacı zuhur edince ne göreyim? Uykudaki yedek, durduk yerde ammizâdesine iltihak edip mevtâ olmuş; mecazî uykudan hakikî uykuya kat’-ı merâtib eylemiş.
Siz siz olun, bu tür yedekleri, arada bir bilgisayara takıp diski şöyle bir çevirttirin. Durduk yerde bir şey olmaz, sanmayın. İşleyen demir ışıldar, diye boşuna söylenmemiş!
Bu şok karşısında, “Nurlarda Anlatım Bozuklukları başlığı ile bir klasör teşkilimin tokadı mı acaba?” diye bir düşünce, ZİHNİMİ YALAMIŞ MIYDI GİBİ? (Bu ifade de çıkıverdi birden. Burada anlatım kusuru var mı, sonradan düşüneceğim. Yok gibi görünüyor ama sizler de düşünebilirsiniz) Ama ben, hani muhtevâsı anlaşılsın diye yazıvermiştim klasör adını öyle. Şakacıktan yâni.
Neticede pek çok bilgi, çalışma, program, yedek hard disk ile mevtâ oldu. Suâl ile ilgili zihin jimnastiği bakımından neler karalamışsam onlar da tabiî. Soruyu soran kardeşimizdeki ihlâsın feyziyle olacak, cevabı def’î olarak klavyemden dökülüvermişti:
-Hamdi Kardeşim, “Kader ise , BENİM DİYÂNETTE VE İHLASTA NOKSÂNİYETİM VAR, ara sıra ehl-i dünyaya riyakârlıklarımdan için beni sıkıyor.”
Koyu ifadeler (Mailde koyu dediğim kısımlar, gazetede maalesef koyu yazıl(a)maması sebebiyle burada büyük harflerle gösterildi) “ara cümle” olarak kullanılmış, iki virgül arasına veya paranteze alınmalı. Geriye kalan ‘Kader ise, ara sıra ehl-i dünyaya riyakârlıklarımDAN DOLAYI beni sıkıyor.’
Bu cevap klavyemden dökülüverince, şaşırmadım desem yalan olur.
-Devam edecek-