Sıcaklık, kuraklık, yağmursuzluk musibetleri derken 6 Şubat 2023 Pazartesi sabah saat 04:17 Kahramanmaraş merkezli ilahi emirle arzı şiddetle getiren depremle uyandı ülke ve dünya! 

Millet ve dünya ayakta, yasta! Yürekler yanıyor. İbretli bir musibet! Suriye, Irak, Lübnan, Mısır gibi ülkeleri de doğrudan etkileyen bir deprem!  İlim ve bilim canibi açıklama yapıyor!

Dünya sayısız depremlerle sarsıldı! Tarihin en büyük felâketlerinden birisi! Bu kısa değerlendirmeden sonra, medya ve insanımızın çoğunun gündeminde olmayan ve esas olması lâzım gelen manevi boyutuna bir bakalım. Neden?

Çünkü imanlı bir insan her olaya kaderin ve hikmetin manevi boyutuyla bakar. Kâinatın hakiki sahibi olan Cenabı Hakk’ın icraatının sebebine odaklanır! Esas meselenin Maneviyat olduğunun idrakindedir! Aciz, fakir, zalim, adaletsiz, nankör ve şekvacı insanın arza yük olduğunun farkındadır. 

İlim adamlarının jeolojik ve coğrafi çalışmaları tespitleri yorumları önemli, inkâr edilmez. Cenab-ı Hakkın tecelli ve şuûnatının mutlaka zikredilmesini önemsiyor bu hakikate dikkat çekiyoruz.  

Cenab-ı Hakk’ın kâinattaki, Fıtrî Şeriatının gereği olan her hayır ve şer görünen hadiselerini hikmetini görmek ve kabullenmek! Hikmeti bilinmeyen konularında imtihan ve tecrübenin gereği olan imana sarılmak! Kadere teslim olmak!

Kâinatta hiçbir olay “ABES VE SAHİPSİZ OLAMAZ!” Bu ağır felâkette, inançlı vefatlar için “MANEVÎ ŞEHİDLİK VE CENNET VAR!” Geridekilere de inancın büyük teselli ve güvencesi var. 

Bedeni ihtiyaçların karşılanması nasıl insan olmanın gerekliliği ise; kul ve eşrefi mahlükat olmanın gereği de; kadere teslimiyet ve tevekküldür. 

Depremlerin sebeblerinin birini de, manevi kusurların olduğu tarihin şahitliğindedir. Gün sabır, teselli, kadere teslim günüdür. Maddi menfaatleri unutup, Kur’an Hadisi-i Şerif, dua ve münacatlara sarılma günüdür. Günahlarımızı itiraf edip, tövbeyle kendimizi hesaba çekip pişmanlıkla Allah’a ilticadır önemli olan!  

Küre-i Arz, hareket ve zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında deprenip, titriyor. “Bir belâ, bir musibetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zâlimlere mahsus kalmayıp mâsumları da yakar” emrini hep hatırda tutma zamanıdır. 

Dünya bir meydân-ı tecrübe ve imtihandır. İmtihan ve teklifte, hakikatlar perdeli kalır. Manevi Cihadda Hz. Ebubekirler â’lâ-yı illiyyîne çıkarlar, Ebûcehiller esfel-i sâfilîne gireler. Masumlar böyle musîbetlerde sağlam kalırlarsa, Ebûcehiller aynen Ebubekirler gibi teslim olup, mücahede ile mânevî terakki kapısı kapanır, sırr-ı teklif bozulur.

Sineğin kanadını yapıp nakşeden, irade ve hikmetin sahibi olan Cenab-ı Hak, Canlıların beşiği ve anası olan koca küre-i arzı başıboş bırakmaz. Depremler de onun işi ve iradesidir.

Dehşetli depremlerin, Risale-i Nur ve talebelerine şiddetli taarruz ve zulüm zamanlarına tevafukunu da bir yere kaydedelim. Bu tespitleri de nazara alıp bu iki şiddetli depreme bu tefekkürî açıdan bakmanın da altını çizelim.  

İmanla canlar şehit, mallar sadaka! Bu ibret ve ders en büyük hayat ve insanlık dersi ve kazancıdır. 

Hissettiniz mi? Hayır hayır sarsıntıyı değil! Ne kadar boş yaşadığımızı! Bir sarsıntılık canımız olduğunu! Bütün bunları canıyla cananıyla hissetmek ve unutmamak niyet ve temennisiyle. 

Kaynak: 

Risale-i Nur Külliyatı