"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yarım kalmış bir öykü: Ayasofya

NURİYE SULTAN
28 Mayıs 2014, Çarşamba

Ayasofya…
Bir mabed ki nice dertler saklar mahzenlerinde, sırlara haiz bir kitap gibi okundukça konuşur sevdikleriyle.
Gözyaşların sel oldu, bırak artık ağlamayı! Ezanların susturuldu, haykır artık “Bunu sana kimler yaptı?”
İlâhî bir musıkî yükseliyor kubbelerinden göğe... Özlem dolu bu musıkî, duâ oluyor gözyaşlarınla.
Oysa fetih sadalarını bekliyorsun “Allahuekber”, “Allahuekber” diye değsin alınlar secdeye. Unutma her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır!

AYASOFYA, HÂLÂ DURUYOR MU BİNBAŞI TEVFİK’İN KOYDUĞU TAHRİP KALIPLARI TEMELLERİNDE?
Yer: Ayasofya
Yıl: 1920
İstanbul’un işgali sırasında Yunanlılar Ayasofya’yı ele geçirmeye, kiliseye çevirmeye pek hevesliydi. Bunu duyan Fransızlar bir tabur askerle cami önüne geldi. Fransız komutanı, Türk askerinden mabedi devralmak istedi. Binbaşı Tevfik Bey imandan gelen cesaretle Ayasofya gibi heybetliydi.
“Evet ben de bir askerim. Bir asker olduğum için sizi ben sağ olduğum sürece bu kapıdan geçirmeyeceğim. Ben aynı zamanda Türk’üm ve Müslüman’ım ve burası da benim mukaddes mabedimdir. Büyük amir olan vicdanımdan aldığım emirle sizi buraya sokmayacağım. Şayet cebren girmeye teşebbüs edecek olursanız, işte size ilk cevabım ağır makinalılar. Yalnız bu kadar değil; eğer bunlar maksadı temin etmezse caminin dört köşesine kâfi miktarda tahrip kalıbı yerleştirdim. Her şeye rağmen teşebbüsünüzde tekrar ederseniz, bu koca mabed bu taburun üzerine çökecektir ve siz bu tabura giremeyeceksiniz.”
Ayasofya heyecanlandı, çan sesi duymaktansa izzetiyle yıkılmayı tercih ederdi.

EY ÂLEM-İ İSLÂM, EY AYASOFYA NE HALDESİN?
Yer: Ayasofya
Tarih: Cumhuriyetten önce…
Birkaç serseri genç Ayasofya Camii’nin avlusunda edepsizce şarkılar söylüyordu.1 Elbet camide ibadetle meşgul olan fazıl kimseler bu durumdan rahatsızdı. Çünkü camide Kur’ân okunup namazlar kılınıyor, sürekli ibadet edilip zikrediliyordu. Cemaat ilme dair sohbet ederken eşsiz manzaralar izlenirdi cami pencerelerinden.
Ve devrimler yılları devirdi, bazı güçler Ayasofya’yı müzeye çevirdi.
***
Yer: Ayasofya
Yıl: 1935, Cumhuriyetten sonra…
‘Pencerelerden cemaati izleyerek planlar kuran sinsî ecnebiler’ içeri girdi. Avluda çalıp söyleyen serseriler onların peşi sıra camideydi. Şarkılar camide söylendi, yanı sıra raks edildi. Bu münasebetsiz grubun bir kısmı cemaate taarruz edip canlarını yakarken, diğer kısmı şekilden şekle bürünerek cemaati güldürüyordu. Cemaat plandan habersiz oyalanıp duruyordu.
Cemaat bin bir parçaya bölündü, parçalar parçalandı. Parçalar unuttular neyin parçası olduklarını.
Bu unutkanlığın sebebiyse ecnebilerin camiye soktukları siyaset oyuncağıydı, zararlı mı zararlı... Parçalar paylaşamadılar o oyuncağı, başlattılar sonu gelmez kavgayı.
Plan kurucu ecnebiler bir kahkaha koyuverdiler, Ayasofya hep ağladı.

“ALLAH GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR”
Yer: Ayasofya
Bir cengâver ki, şehametinden Ayasofya bile titredi. Ferasetiyle acımasız planı seziverdi. Ayasofya’nın kubbesine Nur Sûresi 35. âyeti nakışlı ve san’atlı yazdı. “Allah, göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misali, tıpkı içinde lamba bulunan bir kandile benzer.”2Sonra Risale-i Nur adında bir kandil yaktı. Ecnebiler bu şanlı kahramanın onları camiden çıkartmasından korktular. Onu susturup kandili söndürmek istediler. Oysa nur kandili tutuşmuşken bir kere, inhisar altına alınır mıydı hiç? Ha bir de, nurla zulmet bir arada bulunmazdı.
Cengâver susmadı, hep hakkı haykırdı “Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.” (Bakara, 2:257)

AYASOFYA, DUYDUKLARIN, GÖRDÜKLERİN HÂLÂ MI SİLİNMEDİ DUVARLARINDAN?
Yer: Ayasofya
Yıl: 1989
İstanbul’daki patrikhanenin açılışına gelen Atina Üniversitesi Rektörü Statopulos patrikhaneden önce Ayasofya’ya gitti, şükür secdesi etti. Çünkü onun için Ayasofya, Patrikhane’den daha önemli, öyle ki malikiyet nişanesi.
Ey Ayasofya, ey suskun mabed onca yıl nasıl dayandın bunca bilmeklere? Bunları işitip de nasıl layetezelzel durabildin?
Sahi ne demişti Statopulos:
“Ayasofya sizin için müze olarak kullanılıyor. Ama bizim için ebediyen kilisedir ve kilise olacaktır.”
***
Plan kurucular işitin: “Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır.” (Âl-i İmran, 54)

AYASOFYA YETER ARTIK AĞLADIĞIN! EY ÜMMET-İ MUHAMMED (ASM) BİTSİN ARTIK AYRILIĞIN!
Yaklaş. Yaklaş bak Ayasofya neler fısıldıyor aslında. Bir tılsım!
Dinle, koca mabed biliyor derdinin dermanını:
“Mü’minler ancak kardeştirler. Siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (Hucurat, 10)

Dipnotlar:
1. Risale-i Nur’da 29. Mektub’daki temsile atıfta bulunulmuştur.
2. Ayasofya’nın merkezî kubbesinde Nur Sûresi 35. âyet yazılıdır. Aynı zamanda Bediüzzaman Said Nursî bu âyetin bir vechinin Risale-i Nur’a işaret ettiğini eserlerinde söylemiştir.

Okunma Sayısı: 6038
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı