Erdoğan son gurup toplantısında ise 14 Mayıs'ı işaret ederek: 'Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün, 6'lı masaya yanıt verecek'' dedi. Erdoğan, Adnan Menderes'i ve 14 Mayıs 1950 seçimlerini hatırlatarak, "Milletimiz (...) 'yeter' diyecektir" dedi. Evet, söz milletindir sayın Erdoğan. Gerçekten 21 yıldır iktidarda olmayan 6'lı masa mı yoksa AKP mı? Bunu sandıkta göreceğiz, siyasiler susacak millet konuşacaktır. 27 sene içinde vatandaşı şiddetli zulüm altında inleten, tek parti diktatoryasıyla partiyi devletleştiren, basını yanına alıp muhalifleri yaşatmayan, belediye başkanlıkları, atanan valilerle yürütülen, serbest fırka Menemen'de başkanlığı kazanınca uyduruk cinayetlerle ilçeyi milletin başına geçirerek parti kapatan, seyahat hürriyetini kısıtlayan, alimleri ordan oraya sürükleyen, kitap toplattıran, askerlere kendini alkışlattıran, muhalifleri ya siyasî cinayetlere kurban ettiren, ya da hapse atan, doğuyu harabeye çeviren, çiftçiyi perişan eden, den..den'ler mi "yeter söz milletin" demişti, yoksa zulme isyan eden millet mi? Evet söz milletindir, çünkü; yolsuzluk, ihale havuzunun vatandaştan alınıp belli bir çeteye, döviz garantili bilmem ne kadar sene yolun, köprünün geçenden/geçmeyenden bedelinin alınmasına...

15 Temmuz gibi hâla aydınlanmayan ve bu sebeple torbanın suçlu/suçsuz her kesimi içine atan, adaletsizliğe, zulmü ve bunu siyasî gayelerine kullanan, çökülen fabrikalara, iş yerlere, binalara.. Muhalif belediyelere kayyum atamalara, başkanlarını bilmem ne zaman attığı bir twit'ten, beyanattan teröre destek, ya da belediyeye alınan bahçıvanın akrabası terörle iltisaklı diye belediye başkanını hapsetmeye, "Ahmak"ça getirilmek istenen siyasi yasaklara.. 15-20 Temmuz sürecinde ve devam edegelen yüzbinlerce KHK'lının işinden, aşından edilişini "ağaç kökü yesinler"le bir topluluğa olan kinin getirdiği adaletsizliğine.. Tehdit şantaj, mafyatik yapılanma (siyasetin mafyalaşması, mafyanın siyasîleşmesi) muhalif siyasetçilere dayak, linç, para kaynaklarının devlete çıkmasına.. Uyuşturucu tacirleri dışarda gezerken, iltisak suçu giydirilmiş tutukluların hapsedilmesine.. hatta herhangi bir suça bulaşmamış olduğu tesbit edildiği halde, KHK ile işten atılıp yurt dışı yasağı getirilen kanserli hastalara izin verilmeyerek ölenlere.. Epey zamandır uyuşturucu ticaretinde yol geçen hanına dönen, memleketinde aranan adamların cirit atmasına.. "İtibardan tasarruf olmaz" deyip, millet enflasyon altında ezilirken; uçan, uçmayan saraylara, parti kadrolarına birden fazla maaşla iş ihdas etmelere, israfata, şatafata, gemi filolarına.. Ve bütün bu hukuksuzlukların kaynağı olup öncesinde alt yapısı

Hazırlanan ve 16 Nisan'la hayata geçen tek adam rejiminin 2023'le (adaydan bağımsız) yani diktatörlüğe gidişine.. Demokrasi sevdalıları "Yeter söz milletin diyecektir" hiç endişeniz olmasın!