Her insan için, bir ağırlık mı vardı kaldırabileceği?
Değişir miydi birinden diğerine?
Kimisinin, kendi ağırlığı kadar mıydı kaldırabileceği?
Diğerinin onun yarısı kadar
Bir de, kendi ağırlıklarını kaldıramayanlar mı vardı?
En az, kaldıramayacağı ağırlıkların altına girenler kadar…
***
Ağırlık neydi?
Neyin ağırlığıydı?
Niye ağırdı?
Nasıl bir ağırlıktı?..
***
Cevapların önemi kadar mıydı sorulan o sorular?
Soruların büyüklüğünce miydi verilen o cevaplar?
Cevapların ağırlığınca mıydı sorulan o sorular?
Cevapları olduğunca, olabildiğince, verilebildiğince miydi o sorular?
Soruların, sorunların çözümünce, çözülebildiğince miydi o cevaplar?..
***
Ben neydim, kimdim?
Nerden gelmiştim?
Neden gelmiştim?
Nasıl gelmiştim?
Bir “Gönderen” var mıydı?
“Gönderilmiş” miydim?
“Gönderen” kimdi?
Niye gönderilmiştim?..
***
Amacım neydi; neler olabilirdi?
Benden “istenenler” var mıydı?
“İstediğim gibi” yaşayabilir miydim?
“Serbest” miydim?
“Serbestliğim” ne kadardı; nereye kadardı?..
***
Gelmeyebilir miydim?
Geldiğimden geleceğimden bin pişman olabilir miydim?
Buna “hakkım” var mıydı?
Hakkım, “haklarım” ne kadardı?
Sonra görevlerim, sorumluluklarım..
Sorumluluklarım da görevlerim kadar mıydı?
Yetkilerim de var mıydı, yetkinliklerim?
Bir sorumsuzluklarım..
Sorumlu olmadıklarım
Sorulmayacaklarım…
***
“Sorularım” ne kadardı?
Sorabileceklerim…
Cevaplarım olabilir miydi cevapsız bırakabileceklerim kadar?
Soru sormanın anlamı neydi?
Cevap aramak kadar mı?
Cevaplar, başka sorulara geçildiği, geçilebildiği kadar mıydı?..
Geçebileceğim, geçilebilecek sorularım var mıydı?
Önemsenmeyebilecek, önemsemeyebileceğim..
***
“Önemi” kadar mıydı sorular?
“Önemsiz” sorular da var mıydı?
Önemsiz miydi, önemsizliğin miydi bazı sorular?
Yoksa, “sorulanların”, bir de “soranların” önemsizliği miydi?..
***
Sorulara değerini verenler, soruların büyüklüğü, yoksa soranlar kadar mıydı?
Ya da küçüklüğü..
Önemsiz sorular, “önemsiz” insanların mıydı?
Önemsiz sorular, “önemsiz” insanlar kadar mıydı?
Önemsiz “insan” var mıydı?..
İnsan “önemi” kadar mıydı?
***
“Önemsiz” insanlar “önemliler”den fazla mıydı?
Önemsizlik “değersizlik” miydi?
İnsanın değeri “önemi” kadar mıydı?..
***
Yoksa, insana değerini veren “sorular” mıydı?
İnsanın değeri, soru sormayı, sorgulamayı bilmek kadar mıydı?
İnsanla hayvanın “ayrıldığı” nokta mıydı?
Soru sormak mıydı?
“Sorulanlar” mıydı?...