Yazımız, başlığı köklü bir siyasî zihniyete atıfta bulunsa da direkt onun hakkında değil.
Esasen aynı başlıklı, gayrimünteşir bir kitap çalışmasıyla alâkalı; ancak endirekt olarak—“kitab”ın muhtevasına paralel şekilde ma’lûm siyasî çizgiyle de irtibatlı.
Aşağı-yukarı iki sene evvel (04-14 Haziran 2018) gazetemizde neşredilen ve bilâhare kitaplaşması beklenen—fakat henüz kitap olarak yayımlan(a)mayan—“Türkiye’nin ihtiyacı ‘Demokrat misyon’” başlıklı serî yazıdan bahsediyoruz...
Gazetemiz Genel Yayın Müdürü Sayın Kâzım Güleçyüz’ün köşesinde kaleme aldığı yazılardan müteşekkil serî yazı, bizzat müellifi tarafından “kitap” formatında hazırlanmıştı. Geriye ise sadece—“yayın” kararını ta’kiben—tashihi ve kapak tasarımı kalmıştı...
Maalesef araya ekonomik kriz ile—belki—bir kısım mâniâ girdi ve o güzelim kitap çalışması ademe (yokluğa) mahkûm oldu!
(Ara not: Kâzım Ağabey’in Yeni Asya Neşriyat’tan çıkan en son kitabı Mayıs 2016 tarihli “Risale-i Nur’dan Hayat Prensipleri” olup, o vakitten beri yeni bir kitabı neşredilmedi.)
Gerçi her kitap çalışmasının bir “vakt”i var, vaktinde neşredilmeyince o kitap “gündem”den düşüyor. Fakat bahsini ettiğimiz “kitap” öyle değil!
“Serbest bir siyasî tarih çalışması” olması hasebiyle—bundan böyle de—her zaman okunabilecek kıymetli bir eser; dolayısıyla pekâlâ “güncellenerek” neşredilebilir. Yeter ki—inşallah—“neşir” kararı alınabilsin...
“Türkiye’nin ihtiyacı ‘Demokrat misyon’”da —adı üstünde— ülke olarak on yıllardır bilumum acılar çek(tiril)miş Türkiye’mizin siyaseten idaresinde “doğru tek adres”in özellikle son 18 yılda büyük darbeler vurulan “Demokrat misyon” olduğu belirtiliyor.
ESKİ CHP’NİN YERİNİ AKP ALDI!
Yeri gelmişken, “Demokrat misyon” partilerini hatırlayalım:
Ahrar Fırkası ve Demokrat Parti (DP-AP-DYP ve—günümüzde yine—DP)... Yalnız, AF (Eylül 1908) ile DP (Ocak 1946) arasındaki “misyon benzerliği”ni keşfedenin Bediüzzaman Said Nursî olduğunu ve onun birbirinin devamı olan bu partileri fikren desteklediğini unutmadan ekleyelim! Hakeza Üstad’ın “dört parti” tahlilinde, ifrat derecede DP muarızı ve eyyamcı (güç/iktidar tutkunu) Millet Partisine (MP)—ve dolayısıyla türevlerine—mühim “ihtar”ı olduğunu da...
Gazetemizde 11 gün boyunca neşredilen serî yazının “bölüm”lerine de şöyle bir göz atalım mı? İşte o müthiş başlıklar:
*31 Mart’tan bugüne darbelerin hedefi hep Demokratlar oldu. *Hür siyaset çöktü, bedeli ağır oldu *AKP iktidarıyla çok partili sistemde tek parti rejimi *İktidar her rejimde, muhalefet sadece demokraside vardır *AKP demokrat olsaydı bunları yapar mıydı? *Bu dönemde olan CHP iktidarında yaşansaydı... *Eski CHP’nin misyonu AKP ile devam ediyor *Demokratların artık toparlanması lâzım *Demokrat anlayış, tek adamlığa geçit vermez *Dinî hizmetler en çok Demokratlarla gelişti *Hür siyasetin omurgası Demokrat misyondur...
“CHS” denilen anti-demokrat bir sistemle idare edilen günümüz Türkiye’sinin bugünlere nasıl geldiğini mücmelen aktaran “kitab”ın ana fikri, pek düşündürücü olan “Demokrat iktidarların döneminde elde edilen kazanımların önemli bir kısmı, güya din adına ortaya atılan bir siyasî hareketin iktidarı bahâne edilerek maalesef elden çıktı!” cümlesinde saklı. Zira—“kitap”ta vurgulandığı üzere—“AKP gerek kurucu kadrolarının siyaset çizgisi ve anlayışı, gerekse uygulamaları ile, MP’nin uzantısı ve yeni bir versiyonu. (...) Son hedefi ülkeyi 30’ların şeflik rejimine döndürmek olan AKP, eski CHP’nin misyonuna talip!”
“Çare” mi? O da “son cümle”de: “Siyaseti bugün içine düştüğü çıkmazdan kurtarmanın yolu, Demokrat misyon temelinde yeni bir toparlanma harekâtından geçiyor...”