Zahir ağabey, âdeta Karamürsel denilince akla gelen bir ağabeyimizdi. Çok mubarek, muhterem, sessiz ama hizmette cevval biriydi.

Marmara bölgesine geldiğim 1989 senesinden beri tanışıyoruz. Gerek bölgemizde, gerekse umumî faaliyetlerde hep görüşüyorduk. Ama esas samimî münâsebetimiz, iki sene kadar Yalova’da bulunduğum zaman, Karamürsel’e gelen doğalgazın evlere bağlanması işlerinde de salahiyetli mühendis olarak gittiğimde olmuştu.

O iş için geldiğimizde ve bir ayağımızın da Karamürsel’de olacağından dolayı çok sevinmişti. Kendisini, mobilya mağazasında ziyâret ettiğimde, beni hem oradaki arkadaşlarla tanıştırmış, hem de, yeni yapılan hizmet mahalliini gezdirmişti.

Ben, Yalova’dan ayrılıp, Bursa’ya döndükten sonra da, yine münasebetlerimiz devam ediyordu. Bundan üç sene kadar evvel, bir trafik kazası geçirmiş, Cenab-ı Hakk, şarampole yuvarlanan arabasını, bir ağaca taktırarak, onu muhafaza etmişti. Yakın zamanda bir hastalığa dûçar olmuştu. Hâlini-hatırını soruyordum. 

Kendisi, aynı zamanda, başta Kırkpınar olmak üzere, bir çok yerde şampiyon olan güreşçimiz, Ekrem Yavuz’un da babası idi. Zahir ağabeyin, Yeni Asya’nın tesisinin 49. sene-i devriyesinde yaptığı bir konuşmasını naklediyorum: “1947 Karamürsel doğumluyum. Risale-i nurları 25 yaşımda iken tanıdım. Yeni Asya’yı tanıdıktan sonra, başka gazete aldığımız, pek yok. Yeni Asya, sadece Türkiye değil, İslâm âlemine, dünyaya, herkese faydalı bir gazetedir. Gazete demek de, ne kadar doğru bilmiyorum, bir kitabtır. Biz, asıl kültürümüzü, oradan alıyoruz. Hizmette bulunanlardan Allah razı olsun. Allah, devamını nâsib etsin inşâallah! Cenab-ı Hakk, bu çalışanların sayısını arttırsın, zihin açıklığı versin.”  

Evet, kahraman Zahir ağabeyimize rahmetler diliyoruz. Cenab-ı Hakk, makamını cennet eylesin. Akrabalarının ve cemaatimizin başı sağolsun!

***

Yeni Asya dünyaya faydalı yayınlar yapan bir gazetedir