Üstadın yolları Ilgaz Dağları’nın ortasına düşmüştü.
Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan bu yolculuk, bakanlar kurulunun kararları ile belirleniyordu.
İlk mecburî ikameti Burdur ilimiz olmuştu.
Bundan rahatsız olan o günkü irade ve idare baktılar nereye gitse ve sürülse idi etrafı sevenleri ile sarılıyordu.
Sonra Isparta’ya, daha sonra sekiz yıl kalacağı Barla nahiyesine sevk edilecekti. Barla’dan sonra nefyedildiği Isparta’ya tekrar nefyedildi. Eskişehir mahkemesi ve hapis hayatından sonra Kastamonu’ya nefyediliyordu.
Bediüzzaman Hazretleri nereye gitse taşıdığı nur hemen fark ediliyordu. İnebolu, Tosya, Kargı, Çorum, Osmancık ve İskilip ilçelerinde de sevdalıları vardı Nurlar’ın.
Denizli hapsinde İskilip’ten de üç Nur talebesi de Üstad ile beraberdi.
Kargı ilçesi en fazla ilgi ile karşıladı Nurlar’ı.
Onlardan birincisi Abdurrahman Çiçek oldu.
İnebolu ve Sav misali bir ilçe haline gelmişti Kargı ilçesi.
Burada; Abdurrahman Çiçek ile beraber, Şakir Birol, Ahmet Birol, Yüksel Kavuştu, Ferudun Çiçek, Savcı Abdullah Battal, Hâkim Vehbi Sabuncuoğlu, Orman Şefi Sadık Büyükkaragöz, Hasan Çiçek, hukuk talebesi Rıdvan Abi, rahmetli Şaban Döğen’in kayınpederi Şerafettin Küçükdingil bir çok Nur Talebesinden meydana gelen müstakim bir halka meydana gelmişti.
Abdurrahman Çiçek, o gençlik yıllarında Üstadı ziyaret etme ateşi ile yanıyordu. Ve bu güzel arzusunu gerçekleştirmek için yollara düştü.
Nihayet Üstadımız ile Emirdağ’da görüştü.
“Kardeşim seni Abdurrahman’ım yerine kabul ediyorum” dedi,
Üstad Hazretleri, paha biçilmez bir hediyede vermişti Abdurrahman’a.
Bir tutam da başındaki saçtan vermişti. Onu bir ömür boyu sakladı Abdurrahman Abi. Bizlere de gösterdi.
Oğlu Mustafa Faruk kardeşim’e bir ebedî hatıra olarak tevdi ettiği küçük bir sandıkta saklamasını vasiyet etti.
Risalelerin ilk yayınlandığı yıllarda Üstad Kargı’dan daima hizmette bulunacak bir Nur Talebesini Kargı’dan istemiş.
İstişare neticesinde Sadık Büyükkaragöz Abi istifa ederek 1956 yılında Ankara’ya gider ve basım işin de yardımcı olur.
Yıllarca Abdurrahman Abi ile beraber olduk. Kendisi manifatura işi yapardı.
Elli yıla yakın hayatına ben şahit oldum. Şehrin adeta manevî bir kutbu idi. Hiçbir ders onsuz değildi, Çok net ve celâlli dersler yapardı. Kargı toplantılarımızı kaçırmazdı.
Hayat bu....
Her canlı ölümü tadacaktı. Yaşı doksan iki idi. Bereketli bir ömür sürmüştü.
Çevre il ve ilçelerden iştirak eden ve Kargı’nın hemen tamamı cenazesine iştirak etti.
O, bir çiçek gibi idi. Çevresini o çiçeğin güzelliği ile süsledi..
Mekânı Cennet olsun, çocuklarına, sevenlerine, akrabalarına taziyetlerimi iletiyorum...