"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bütün asırlar O'nu (asm) dinler

Risale-i Nur'dan
09 Mart 2021, Salı
(Dünden devam)

Dokuzuncu Esas: Hem öyle yüksek, kuvvetli hitap ediyor ki bütün asırlar onu dinler. Evet, aks-i sadâsını her bir asır işitiyor.

Onuncu Esas: Hem o zatın gidişatında görünüyor ki: Görüyor, öyle haber veriyor. Çünkü en tehlikeli vakitlerde, kemâl-i metanetle, tereddütsüz, telâşsız söylüyor. Bazı olur, tek başıyla dünyaya meydan okuyor.

On Birinci Esas: Hem bütün kuvvetiyle, öyle kuvvetli davet edip çağırır ki yarı yeri ve nev-i beşerin beşte birini, sesine karşı “Lebbeyk!” dedirtti, “Semi’nâ ve ata’nâ” [İşittik ve itaat ettik. (Bakara Sûresi: 285.)] söylettirdi.

On İkinci Esas: Hem öyle bir ciddiyetle davet ve öyle esaslı bir surette terbiye eder ki düsturlarını asırların cephesinde ve aktârın taşlarında nakşediyor ve dehirlerin yüzlerinde payidar ediyor.

On Üçüncü Esas: Hem tebliğ ettiği ahkâmın sağlamlığına öyle bir vüsuk ve güvenmekle söylüyor ve davet ediyor ki dünya toplansa, onu bir hükmünden geri çevirip pişman edemez. Buna şahit, bütün tarih-i hayatı ve siyer-i seniyesidir.

On Dördüncü Esas: Hem öyle bir itminan ile, bir itimad ile dâvet eder, tebliğ eder ki kimseden minnet almaz, hiçbir müşkülâta karşı telâş etmez. Tereddütsüz, kemâl-i samimiyetle ve saffetle ve herkesten evvel kendisi amel edip kabul ederek, getirdiği ahkâmı ilân eder. Buna şahit ise, herkesçe, dost ve düşmanca malûm olan meşhur zühdü ve istiğnası ve dünyanın fânî müzeyyenatına adem-i tenezzülüdür.

On Beşinci Esas: Hem getirdiği dine herkesten ziyade itaati ve Hâlık’ına karşı herkesten ziyade ubudiyeti ve menhiyata karşı herkesten ziyade takvası kat’iyen gösterir ki o, Sultan-ı Ezel ve Ebedin mübelliğidir, elçisidir. Ve o, Ma’bud-u Bilhakkın en halis abdidir ve kelâm-ı ezelînin tercümanıdır.

Şu on beş adet esasların neticesi şudur ki: Mezkûr evsaf ile muttasıf şu zat, bütün kuvvetiyle, bütün hayatında mükerreren ve mütemadiyen “Fa’lem ennehû lâ ilahe illallah” [Bil ki: Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. (Muhammed Sûresi: 19.)] der, vahdaniyeti ilân eder.

“Allah’ım! Ona ve onun Ehl-i Beytine, ümmetinin iyilikleri sayısınca salât ve selâm eyle.” 

Mektubat, s. 233

LÛ­GAT­ÇE:

adem-i tenezzül: Tenezzül etmeme.

aks-i sadâ: Ses yankılanması.

aktâr: Her taraf, her yer.

dehir: Zaman, çağ, devir.

istiğna: Başkasına muhtaç olmamak ve kimsenin minneti altına girmemek. 

lebbeyk: Buyurun, emredin efendim.

menhiyat: Allah’ın yasakladığı, dinen haram olan şeyler.

Siyer-i Seniye: Peygamberimizin (asm) hayat tarihi; hayatının safhalarını anlatan ve vasıflarını nakleden eserler.

ubudiyet: Kulluk.

vahdaniyet: Allah’ın birliği ve varlığı.

zühd: Nefsî ve dünyevî arzuları terk etme, Allah korkusuyla günahlardan kaçınıp vaktini ibadetle geçirme, takva.

Okunma Sayısı: 1732
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı