"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Duaların kabulünde mühim bir vesile

Risale-i Nur'dan
29 Mart 2020, Pazar

Birinci Lem’a

Hazret-i Yunus ibni Mettâ Alâ Nebiyyinâ ve Aleyhissalâtü Vesselâmın münacatı, en azîm bir münacattır ve en mühim bir vesile-i icabe-i duadır.

Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın kıssa-i meşhuresinin hülâsası: 

Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. Deniz fırtınalı ve gece dağdağalı ve karanlık ve her taraftan ümit kesik bir vaziyette “Lâ ilâhe illâ ente sübhaneke innî küntü mine’z-zâlimîn” [Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum. (Enbiya Suresi: 87).] münacatı, ona sür’aten vasıta-i necat olmuştur.

Şu münacatın sırr-ı azîmi şudur ki: 

O vaziyette esbab bilkülliye sukut etti. Çünkü o halde ona necat verecek öyle bir Zat lâzım ki, hükmü hem balığa, hem denize, hem geceye, hem cevv-i semaya geçebilsin. Çünkü onun aleyhinde gece, deniz ve hût ittifak etmişler. Bu üçünü birden emrine musahhar eden bir Zat onu sahil-i selâmete çıkarabilir. Eğer bütün halk onun hizmetkârı ve yardımcısı olsa idiler, yine beş para faydaları olmazdı. Demek esbabın tesiri yok. Müsebbibü’l-Esbab’dan başka bir melce olamadığını ayne’l-yakîn gördüğünden, sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf ettiği için şu münacat birden bire geceyi, denizi ve hûtu musahhar etmiştir. O nur-u tevhid ile hûtun karnını bir tahte’l-bahir gemisi hükmüne getirip ve zelzeleli dağvârî emvâc dehşeti içinde, denizi, o nur-u tevhid ile emniyetli bir sahra, bir meydan-ı cevelân ve tenezzühgâhı olarak o nur ile sema yüzünü bulutlardan süpürüp, kameri bir lâmba gibi başı üstünde bulundurdu. Her taraftan onu tehdit ve tazyik eden o mahlûkat, her cihette ona dostluk yüzünü gösterdiler. Tâ sahil-i selâmete çıktı, Şecere-i Yaktîn altında o lütf-u Rabbanîyi müşahede etti.

İşte Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın birinci vaziyetinden yüz derece daha müthiş bir vaziyetteyiz. Gecemiz istikbaldir. İstikbalimiz, nazar-ı gafletle, onun gecesinden yüz derece daha karanlık ve dehşetlidir. Denizimiz, şu sergerdan küre-i zeminimizdir.

Bu denizin her mevcinde binler cenaze bulunuyor; onun denizinden bin derece daha korkuludur. Bizim heva-i nefsimiz hûtumuzdur; hayat-ı ebediyemizi sıkıp mahvına çalışıyor. Bu hût, onun hûtundan bin derece daha muzırdır. Çünkü onun hûtu yüz senelik bir hayatı mahveder. Bizim hûtumuz ise yüz milyon seneler hayatın mahvına çalışıyor.

[Devamı var]

Lem’alar, 

Birinci Lem’a, s. 18

LÛ­GAT­ÇE:

Alâ Nebiyyinâ ve Aleyhissalâtü Vesselâm: Peygamberimize ve Hz. Yunus’a salât ve selâm olsun.

ayne’l-yakîn: bir şeyi görerek kesin olarak bilme.

bilkülliye: büsbütün, tamamen.

cevv-i sema: gökyüzü, hava boşluğu, atmosfer.

dağdağalı: gürültü, patırtılı, telaşlı.

emvâc: dalgalar.

hût: büyük balık.

inkişaf etmek: ortaya çıkmak, görünmek.

melce: sığınılacak yer.

meydan-ı cevelân: hareket meydanı.

musahhar etmek: boyun eğdirmek

Müsebbibü’l-Esbab: bütün sebeplere sahip olan, onları meydana getiren Allah.

necat: kurtuluş.

sahil-i selâmet: kurtuluş sahili, güvenilir kıyı.

sırr-ı azîm: büyük sır.

sırr-ı ehadiyet: Allah’ın her bir varlıkta görülen birlik yansımalarının sırrı, hakikati.

sukut etmek: hükmünü yitirmek, 

Şecere-i Yaktîn: kabak, kavun ve karpuz gibi dalları yerde yayılan bitki ve ağaçlar.

tahte’l-bahir: denizaltı.

tenezzühgâh: seyir ve gezinti yeri.

vasıta-i necat: kurtuluş vasıtası.

vesile-i icabe-i dua: duanın kabulüne vesile.

Okunma Sayısı: 3838
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Züleyha

    29.3.2020 15:39:19

    Cenab-ı Hak ilmelyakin bildiğimiz hakikatleri, aynelyakin, hakkalyakin iliklerimize kadar hissettiriyor. Bu doğrultudan baktığımızda, bilmek ve yaşamak arasında talim yaptırıyor. Acaba okuduğumuz hakikatlerin ne kadarını hayatımıza geçirebilmişizi bize okutturuyor.

  • cenk çalık

    29.3.2020 12:48:16

    Beşer olarak haddimizi bildiğimizde bütün rahmet kapıları açılıyor. Yeter ki Hz. Yunus (as) gibi kendimize zulmettiğimizin farkına varalım ve bunu itiraf edip tövbe edelim. Böyle yaptığımızda her ne kadar maddi sebepler aleyhimizde olsada sukut ettiğini binler tecrübeyle sabittir. Rabbim ibret alan kullarından eylesin inşaAllah!...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı