"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kıyamet ve haşre benzeyen kış ile bahar

Risale-i Nur'dan
11 Nisan 2021, Pazar
Kıyamet ve haşre pek benzeyen kış ile baharı her vakit bilmüşahede icad eden bir Kadîr-i Zülcelâl’den, insan nasıl ademe gidip kaçabilir, toprağa girip saklanabilir?

Görmüyor musun ki, koca baharın hep çiçekli, meyveli bütün mevcudatı ve bunların kendilerine göre bütün sahaif-i a’mali ve teşkilâtının kanunları ve suretlerinin timsalleri, mahdud bir miktar tohumcuklar içlerinde yazarak, muhafaza ediliyor. İkinci bir baharda, onlara göre bir muhasebe içinde sahife-i amellerini neşredip, kemâl-i intizam ve hikmet ile koca diğer bir bahar âlemini meydana getirmekle, hafîziyetin ne derece kuvvetli ihata ile cereyan ettiğini gösteriyor. Acaba geçici, âdi, bekasız, ehemmiyetsiz şeylerde böyle muhafaza edilirse, âlem-i gaybda, âlem-i ahirette, âlem-i ervahta rububiyet-i ammede mühim semere veren beşerin amelleri hıfz içinde gözetilmek suretiyle, ehemmiyetle zabtedilmemesi kabil midir? Hayır ve asla!

Evet, şu hafîziyetin bu surette tecellisinden anlaşılıyor ki, şu mevcudatın Malik’i, mülkünde cereyan eden her şeyin inzibatına büyük bir ihtimamı var. Hem hâkimiyet vazifesinde nihayet derecede dikkat eder. Hem rububiyet-i saltanatında gayet ihtimamı gözetir. O derece ki, en küçük bir hâdiseyi, en ufak bir hizmeti yazar, yazdırır. Mülkünde cereyan eden her şeyin suretini müteaddid şeylerde hıfzeder. Şu hafîziyet işaret eder ki, ehemmiyetli bir muhasebe-i a’mal defteri açılacak ve bilhassa mahiyetçe en büyük, en mükerrem, en müşerref bir mahlûk olan insanın büyük olan amelleri, mühim olan fiilleri, mühim bir hesap ve mizana girecek. Sahife-i amelleri neşredilecek.

Acaba hiç kabil midir ki, insan hilâfet ve emanetle mükerrem olsun, rububiyetin külliyat-ı şuununa şahid olarak, kesret dairelerinde vahdaniyet-i İlâhiyenin dellâllığını ilân etmekle, ekser mevcudatın tesbihat ve ibadetlerine müdahale edip zabitlik ve müşahidlik derecesine çıksın da, sonra kabre gidip rahatla yatsın ve uyandırılmasın, küçük büyük her amellerinden suâl edilmesin, mahşere gidip mahkeme-i kübrayı görmesin? Hayır ve asla.

Hem bütün gelecek zamanda olan mümkinata kadir olduğuna, bütün geçmiş zamandaki mu’cizat-ı kudreti olan vukuatı şehadet eden ve kıyamet ve haşre pek benzeyen kış ile baharı her vakit bilmüşahede icad eden bir Kadîr-i Zülcelâl’den, insan nasıl ademe gidip kaçabilir, toprağa girip saklanabilir? Madem bu dünyada ona lâyık muhasebe görülüp hüküm verilmiyor; elbette bir mahkeme-i kübra, bir saadet-i uzmâya gidecektir.

Sözler, Onuncu Söz, Yedinci Hakikat, s. 98

LÛ­GAT­ÇE:

adem: Yokluk.

hafîziyet: Muhafaza edicilik, kaydedicilik.

kesret: Çokluk.

külliyat-ı şuun: İşlerin bütünlüğü, kapsamlılığı.

rububiyet-i amme: Cenab-ı Allah’ın her şeyi içine alan terbiye ediciliği.

sahaif-i a’mal: Amel sayfaları, yapılanların kaydedildiği sayfalar.

vahdaniyet-i İlâhiye: Allah’ın bir, tek olmasının tüm kâinatta görünen boyutu.

Okunma Sayısı: 2645
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    13.4.2021 23:29:56

    "Acaba geçici, âdi, bekasız, ehemmiyetsiz şeylerde böyle muhafaza edilirse, âlem-i gaybda, âlem-i ahirette, âlem-i ervahta rububiyet-i ammede mühim semere veren beşerin amelleri hıfz içinde gözetilmek suretiyle, ehemmiyetle zabtedilmemesi kabil midir? Hayır ve asla!" Mantık çok net. Her sene kış mevsiminde öldü zannedilen kainat bahar da nasıl diriliyorsa elbette ölen insan da bir gün dirilecek ve hesap verilecek. Baharda yüzbinler numune gören insan bunu düşünmeli ve ders almalı vesselam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı