İster lehimizde, ister aleyhimizde olsun, okuyucularımızın yazdıklarımız üzerinden yaptıkları yorum ve değerlendirmeler bizim için değerlidir, kıymetlidir. Yapılan yol gösterici ikaz ve tavsiyelerden faydalanıyoruz, memnun oluyoruz.
Ancak zaman zaman içtimaî ve siyasî yazılarımızdan dolayı bazı okuyucularımız bize sitemlerde ve serzenişlerde bulunuyorlar. Bu ve benzeri serzenişlerde bulunan okuyucularımıza karşı bize de cevap hakkı doğuyor.
Evvelâ belirtelim ki iktidarla şahsî veya kasdî bir adavetimiz yok. Yanlış gördüğümüz siyasetlerini tasvip etmiyor ve ikaz niyetiyle yazıyoruz. Her ne kadar onlar kendilerinden olmayanları, muhalif gördüklerini en ağır şekilde itham etseler de bizim bu tavırlarımız değişmez.
İtiraz ve tenkitlerimizin çoğunun iktidara olması da tabiîdir. Çünkü idare eden onlardır ve dolayısı ile ikaz edilmesi gerekenler de yine onlardır. Ayrıca hiç kimse iktidarların hatasız ve kusursuz olduğunu söyleyemez.
Bazı çevreler iktidarı âdeta hatasız ve kusursuz görerek yanlışlarını da alkışlayabilirler. Ama hiç kimse böyle manevî mesuliyeti gerektiren bir tavrı bizlerden beklememeli. Eğriye eğri, doğruya doğru demek hakperestliğin gereğidir.
Bütün vatandaşlara eşit muamelede bulunmak mecburiyetinde olan iktidar bu sorumluluğunu yerine getiriyor mu? Yoksa taraftarlarını kayırıp haksızlıklara göz mü yumuyor?
"Devletin dini adalettir” denildiğine göre idarenin ve idarecilerin adil, hakperest bir şekilde icraatlar ortaya koyması beklenir. Günümüzde hukuk çerçevesinde işleyen adil bir yargıdan bahsedebilir miyiz? Yoksa hukukî dayanağı olmayan iddialarla ve sadece iktidara muhalif oldukları için çok sayıda insan cezaevlerine konulmadı mı?
Devletin imkânlarını kendilerine taraftar olan çevrelerin emrine verirken; muhalefeti tamamen tasfiye etmek için peşin ceza anlamına gelecek şekilde bazı belediye başkanlarını tutuklayıp hapishanelere koymadılar mı? Önce yargılayıp, mahkum olduğunda hapse koymak adaletin gereği değil miydi?
Bir tarafta şatafat içinde hayatlarını yaşayan iktidar taraftarları; diğer yanda geçinmekte zorlanan, hayat pahalılığı altında ezilen milyonlarca işsiz ve gariban insanlar… Bu tablodan iktidar mı, yoksa muhalefet mi sorumlu?
Bilinmelidir ki bu ve benzeri haksızlıkları kim yaparsa yapsın itiraz edilmelidir. Yapmaya çalıştığımız da esas olarak budur. İdarecileri ikaz mahiyeti taşıyan hatırlatmalardan kimse alınmamalı, hatalardan geri adım atılmalıdır.