"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Milliyetimizi, yalnız İslâmiyet biliyorum

Risale-i Nur'dan
16 Temmuz 2021, Cuma
“İki Mekteb-i Musîbet Şehadetnâmesi yahut Divan-ı Harb-i Örfî ve Said Nursî” adlı eserden parçalar:

Mukaddeme

Vakta ki hürriyet divanelikle yâd olunurdu; zayıf istibdat tımarhaneyi bana mektep eyledi. Vakta ki itidal, istikamet irtica ile iltibas olundu; Meşrutiyette şiddetli istibdat hapishaneyi mektep eyledi.

Ey şu şehadetnâmemi temaşa eden zevat! Lütfen ruh ve hayalinizi misafireten, yeni medeniyete karışmış asabî bir bedevî talebenin hâl-i ihtilâlde olan ceset ve dimağına gönderiniz. Tâ tahtie ile hataya düşmeyiniz.

Otuz Bir Mart Hâdisesinde Divan-ı Harb-i Örfîde dedim ki:

Ben talebeyim. Onun için her şeyi mizan-ı Şeriatla muvazene ediyorum. Ben milliyetimizi, yalnız İslâmiyet biliyorum. Onun için her şeyi de İslâmiyet nokta-i nazarından muhakeme ediyorum.

Ben hapishane denilen âlem-i berzahın kapısında dururken ve darağacı denilen istasyonda ahirete giden şimendiferi beklerken, cemiyet-i beşeriyenin gaddarâne hallerini tenkit ederek, değil yalnız sizlere, belki bu zamandaki nev-i benî beşere îrâd ettiğim bir nutuktur. Onun için, [“Sırların ortaya çıktığı gün.” (Tarık Sûresi: 9)] sırrınca, kabr-i kalpten hakaik çıplak çıktı; nâmahrem olan kimseler nazar etmesin. Ahirete kemâl-i iştiyak ile müheyyayım. Bu asılanlarla beraber gitmeye hazırım. Nasıl ki, bir bedevî garâibperest, İstanbul’un acâib ve mehasinini işitmiş, fakat görmemiş; nasıl kemâl-i hâhişle görmeyi arzu eder! Ben de ma’rez-i acâib ve garâib olan âlem-i ahireti, o hâhişle görmek istiyorum. Şimdi de öyleyim. Beni oraya nefyetmek, bana ceza değil! Sizin elinizden gelirse, beni vicdanen ta’zib ediniz! Ve illâ başka suretle azap, azap değil, benim için bir şandır!

Bu hükûmet zaman-ı istibdatta akla husumet ediyordu; şimdi de hayata adavet ediyor. Eğer hükûmet böyle olursa, yaşasın cünun, yaşasın mevt! Zalimler için de yaşasın Cehennem! 

Ben zaten bir zemin istiyordum ki, efkârımı onda beyan edeyim. Şimdi bu Divan-ı Harb-i Örfî iyi bir zemin oldu.

Tarihçe-i Hayat, s. 71

LÛ­GAT­ÇE:

divan-ı harb-i örfî: İttihad ve Terakki hükûmeti zamanında kurulan ve oldukça sert kararlar alan sıkıyönetim mahkemesi.

iltibas olunmak: Karıştırılmak.

irtica: Geriye dönme, eski düzene dönme.

istibdat: Kanuna ve nizâma tâbî olmayan, keyfî, baskıcı yönetim; zulüm ve tahakküm.

ma’rez-i acâib ve garâib: Şaşırtıcı ve hayret verici şeylerin sergilendiği yer.

mekteb-i musîbet: Musîbet okulu. (metinde tımarhane ve hapishane)

meşrutiyet: Bir hükümdarın başkanlığı altındaki millet meclisi ile idâre edilen devlet sistemi.

şehadetnâme: Diploma.

tahtie: Hatalı olduğunu iddia etmek, hatalı sanmak.

zevat: Zatlar, kimseler.

Okunma Sayısı: 1283
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • cenk çalık

    16.7.2021 10:26:19

    "Ben hapishane denilen âlem-i berzahın kapısında dururken ve darağacı denilen istasyonda ahirete giden şimendiferi beklerken, cemiyet-i beşeriyenin gaddarâne hallerini tenkit ederek, değil yalnız sizlere, belki bu zamandaki nev-i benî beşere îrâd ettiğim bir nutuktur." Ölümden korkmayandan, ölümden korkanlar korkar. Hakikat uğruna her türlü fedarkarlığı göze alanlar, ölümü bir tehdit unsuru olarak kullananlar davasından vazgeçiremez. Hakikatlerin er ya da geç ortaya çıkmak meyili vardır. Bu meyil karşısında durmak zayıf beşerin harcı değildir. Madem bu çapa neticesiz, o halde hakikatleri sahiplenmeli ve yaşamalı vesselam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı