"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur bu asrın yaralarına tam bir tiryak

Risale-i Nur'dan
12 Mayıs 2016, Perşembe
Bu asırda ikinci dehşetli hâl:

Eski zamanda küfr-ü mutlak ve fenden gelen dalâletler ve küfr-ü inâdîden gelen temerrüd bu zamâna nisbeten pek azdı. Onun için eski İslâm muhakkiklerinin dersleri, hüccetleri o zamanda tam kâfi olurdu. Küfr-ü meşkûkü çabuk izâle ederlerdi.

Allah’a îmân umumî olduğundan, Allah’ı tanıttırmakla ve Cehennem azâbını ihtar etmekle çokları sefâhetlerden, dalâletlerden vaz geçebilirlerdi. Şimdi ise, eski zamanda bir memlekette bir kâfir-i mutlak yerine şimdi bir kasabada yüz tâne bulunabilir. Eskide fen ve ilim ile dalâlete girip inad ve temerrüd ile hakâik-ı îmâna karşı çıkana nisbeten şimdi yüz derece ziyâde olmuş. Bu mütemerrid inatçılar firavunluk derecesinde bir gurur ile ve dehşetli dalâletleriyle hakâik-ı îmâniyeye karşı muâraza ettiklerinden, elbette bunlara karşı atom bombası gibi, bu dünyâda onların temellerini parça parça edecek bir hakikat-ı kudsiye lâzımdır ki, onların tecâvüzatını durdursun ve bir kısmını îmâna getirsin. 

İşte Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükürler olsun ki, bu zamânın tam yarasına bir tiryâk olarak Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın bir mu’cize-i mâneviyesi ve lemeatı bulunan Risâle-i Nur, pekçok muvâzenelerle en dehşetli muannid mütemerridleri Kur’ân’ın elmas kılıncı ile kırıyor ve kâinat zerreleri adedince Vahdâniyet-i İlâhiyeye ve îmânın hakikatlerine hüccetleri, delilleri gösteriyor ki, yirmi beş seneden beri en şiddetli hücumlara karşı mağlûb olmayıp galebe etmiş. 

Evet, Risale-i Nur’da îmân ve küfür muvâzeneleri ve hidâyet ve dalâlet mukàyeseleri bu mezkûr hakikatleri bilmüşâhede isbat ediyor. Meselâ 22. Sözün İki Makàmının bürhanları ve Lem’alarına, ve Otuz İkinci Sözün Birinci Mevkıfına ve Otuz Üçüncü Mektubun Pencerelerine ve Asâ-yı Mûsâ’nın On Bir Hüccetine sair muvâzeneler kıyas edilse ve dikkat edilse anlaşılır ki; bu zamanda küfr-ü mutlakı ve mütemerrid dalâletin inadını kıracak, parçalayacak, Risâle-i Nur’da tecellî eden hakikat-ı Kur’âniyédir. 

İnşâallah, nasıl Tılsımlar Mecmuası’nda dinin mühim tılsımlarını ve hilkat-ı âlemin muammalarını keşfeden parçalar o mecmuada toplanmış; aynen öyle de, ehl-i dalâletin dünyâda dahi Cehennemlerini ve ehl-i hidâyetin dünyâda dahi lezâiz-i Cennetlerini gösteren, ve îmân Cennetin bir mânevî çekirdeği ve küfür ise Cehennem zakkumunun bir tohumu olduğunu gösteren Nur’un o gibi parçaları kısacık bir tarzda bir mecmuacık olarak yazılacak ve inşâallah neşredilecek. 

Hutbe-i Şamiye, s. 22-24

Okunma Sayısı: 2660
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı