Mahsun’un “Sırlı Anahtar” isimli 7. kitabını babama okudum. 7. kitaptan şunu öğrendim: “Bir kişiye yalan söylemek ve kötü davranmaktan uzak durmalıyız.” Kitapta Mahsun’un seyahat ettiği iki arkadaşı kendilerine iyilik yapmaya çalışan yaşlı amcaya kötü davranmıştı. Teşekkür etmek yerine, kafasına taşla vurarak hazinenin anahtarlarını almışlardı. Büyüklerimize karşı saygılı olmanın ve bize iyilik yapıldığında teşekkür etmenin çok önemli olduğunu konuştuk babamla. Konuyla alâkalı bir hatıramı paylaşmak istiyorum. Okulda yürürken bir arkadaşım bana çarptı. Çarpmanın etkisiyle yere düştüm ve dizim yaralandı. Başka bir arkadaşım hemen yanıma gelerek beni düştüğüm yerden kaldırdı. Ben de kendisine çok teşekkür ettim.
Haram zenginlik
Kitapta Mahsun’un çok önemli bir cümlesi vardı: “Haram zenginlik olmaz olsun.” Mahsun’un seyahat arkadaşları maalesef zenginliği o kadar çok istiyorlardı ki haram ya da helal olmasına dikkat etmiyorlardı. Oysaki haram olan hiçbir şeyi istememeliyiz. Daha önce bir film izlemiştim. Bir hırsız bankaya girerek bütün parayı istemişti. Banka görevlisi: “Para vermeyeceğim ve polisi arayacağım” demişti. Bunun üzerine ise hırsız hemen kaçmaya çalışmıştı.
Sevdiğimiz insanlar
Kitapta asıl zenginliğin hayatımız olduğu anlatıldı. Altın, gümüş gibi değerli madenlerden çok daha önemli hazinelerimizden biri olan “hayat” üzerine düşündük. Meselâ aklıma kardeşim geldi. Birisi bana gelip “Elifnur sen bana kardeşlerini ver. Ben de sana istediğin arabayı hediye edeyim” derse “Ben asla kardeşlerimi vermem” derim. Demek ki kardeşlerim, annem, babam ve diğer sevdiğim insanlar en değerli hazinelerden daha değerlidir.
Bir hazine de: Sağlık
Ben bu makaleyi yazmaya çalışırken hastalandım. Hasta olduğumuzda normalde keyifli gelen yeme, içme başta olmak üzere çoğu şeyin zahmetli gelmeye başladığını gördüm. Sağlığın da çok büyük bir hazine olduğu sonucuna vardım.
Bir başka makalede görüşmek duasıyla can kardeşlerim. Allaha emanet olunuz.