"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Saadetimiz, meşveret ve hürriyette

Risale-i Nur'dan
16 Mayıs 2019, Perşembe
Altıncı Kelime:

Müslümanların hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyedeki saadetlerinin anahtarı meşveret-i şer’iyedir. “Onların aralarındaki işleri istişare iledir. (Şûrâ Sûresi: 38.)” âyet-i kerîmesi, şûrâyı esas olarak emrediyor.

Evet, nasıl ki nev-i beşerdeki telâhuk-u efkâr ünvanı altında asırlar ve zamanların tarih vasıtasıyla birbiriyle meşvereti, bütün beşeriyetin terakkiyatı ve fünunun esası olduğu gibi; en büyük kıt’a olan Asya’nın en geri kalmasının bir sebebi, o şûrâ-i hakikiyeyi yapmamasıdır.

Asya kıt’asının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı şûrâdır. Yani, nasıl fertler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıt’alar dahi o şûrâyı yapmaları lâzımdır. Ki üç yüz, belki dört yüz milyon İslâmın ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdadların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak; meşveret-i şer’iye ile, şehamet ve şefkat-i imaniyeden tevellüd eden hürriyet-i şer’iyedir. Ki o hürriyet-i şer’iye, âdâb-ı şer’iye ile süslenip, Garb medeniyet-i sefihânesindeki seyyiatı atmaktır. İmandan gelen hürriyet-i şer’iye iki esası emreder: […]

Yani, iman bunu iktiza ediyor ki: Tahakküm ve istibdad ile başkasını tezlil etmemek ve zillete düşürmemek ve zalimlere tezellül etmemek. Allah’a hakikî abd olan, başkalara abd olamaz, Birbirinizi –Allah’tan başka– kendinize Rab yapmayınız. Yani, Allah’ı tanımayan, her şeye, herkese, nisbetine göre bir rububiyet tevehhüm eder, başına musallat eder.

Evet, hürriyet-i şer’iye Cenab-ı Hakk’ın Rahman, Rahîm tecellisiyle bir ihsanıdır ve imanın bir hassasıdır.

Yaşasın sıdk, ölsün yeis! Muhabbet devam etsin, şûrâ kuvvet bulsun! Bütün levm ve itab ve nefret heva, hevese tâbi olanlara olsun. Selâm ve selâmet hüdaya tâbi olanlar üstüne olsun. Âmin...

B. S. N. Tarihçe-i Hayatı, İlk Hayatı, s. 111

***

Saadet-i beşeriye, dünyada adalet ile olabilir. Adalet ise doğrudan doğruya Kur’ân’ın gösterdiği yol ile olabilir. 

ESDE, Hutbe-i Şamiye, s. 266

***

Meşrûtiyet ve Kanun-u Esasî işittiğiniz mesele ise hakikî adalet ve meşveret-i şer’iyeden ibarettir. Hüsn-ü telâkki ediniz, muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz Meşrûtiyettedir ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardideyiz.

ESDE, D. H. Ö., s. 120

***

“Meşrûtiyet-i meşrûa” denilen, dünyada beşer saadetinin bir sebebi ve hâkimiyet-i milliyeyi temin ile makine-i hayatın buharı olan hürriyetteki irade-i cüz’iyeyi istibdat ve tahakkümün belâsından kurtaran meşveret-i şer’iyenin mâyesiyle mayalandıran Meşrûtiyet-i meşrûa, sizi herkes gibi imtihana dâvet ediyor ki sinn-i rüşde bülûğunuzu ve vasîye adem-i ihtiyacınızı görmek istiyor. İmtihana hazırlanınız.

ESDE, D. H. Ö., s. 148

LÛ­GAT­ÇE:

âdâb-ı şer’iye: Dinin kaideleri, âdâbları.

fünûn: Fenler, bilimler.

hayat-ı içtimaiye-i İslâmiye: Müslümanların sosyal hayatı.

istibdat: Baskı, keyfî idare, despotluk.

itâb: Azarlamak.

keşşâf: Keşfedici, ortaya çıkarıcı. 

levm: Çekiştirmek.

medeniyet-i sefihane: Gayr-i meşrû zevk ve eğlenceye düşkün olan medeniyet.

meşveret-i şer’iye: Şeriata uygun meşveret.

miftah: Anahtar.

rubûbiyet: Allah’ın terbiye ve idare ediciliği.

şehâmet: Kahramanlık, yiğitlik.

telâhuk-u efkâr: Fikirlerin birbirine eklenmesi, bilgi birikimi.

terakkiyât: Terakkîler, ilerlemeler.

tezlil: Zillet altında bırakma.

yeis: ümitsizlik.

Okunma Sayısı: 1847
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı