"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâinat ağacının en mühim meyvesi şükürdür

Risale-i Nur'dan
17 Nisan 2024, Çarşamba
Beşinci Risale olan Beşinci Mesele Şükür Risalesi

Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan tekrar ile “Hâlâ şükretmezler mi? • Hâlâ şükretmezler mi?” (Yâsin Suresi: 35, 73.) “Şükredenleri elbette mükâfatlandıracağız.” (Âl-i İmran Suresi: 145.) “Şükrederseniz elbette daha çok veririm.” (İbrahim Suresi: 7.) “Yalnız Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol.” (Zümer Suresi: 66.) gibi ayetlerle gösteriyor ki Hâlık-ı Rahman’ın ibadından istediği en mühim iş şükürdür. Furkan-ı Hakîm’de gayet ehemmiyetle şükre davet eder ve şükür etmemekliği, nimetleri tekzip ve inkâr suretinde gösterip, “Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz?” fermanıyla, Sure-i Rahman’da şiddetli ve dehşetli bir surette otuz bir defa şu ayetle tehdit ediyor, şükürsüzlüğün bir tekzip ve inkâr olduğunu gösteriyor.

Evet, Kur’ân-ı Hakîm, nasıl ki şükrü netice-i hilkat gösteriyor; öyle de, Kur’ân-ı kebîr olan şu kâinat dahi gösteriyor ki netice-i hilkat-i âlemin en mühimmi şükürdür. Çünkü kâinata dikkat edilse görünüyor ki kâinatın teşkilâtı şükrü intâc edecek bir surette, her bir şey bir derece şükre bakıyor ve ona müteveccih oluyor. Güya şu şecere-i hilkatin en mühim meyvesi şükürdür. Ve şu kâinat fabrikasının çıkardığı mahsulâtın en a’lâsı şükürdür.

Çünkü hilkat-ı âlemde görüyoruz ki mevcudat-ı âlem bir daire tarzında teşkil edilip, içinde nokta-i merkeziye olarak hayat halk edilmiş. Bütün mevcudat hayata bakar, hayata hizmet eder, hayatın levazımatını yetiştirir. Demek kâinatı halk eden Zat, ondan o hayatı intihap ediyor.

Sonra görüyoruz ki zîhayat âlemlerini bir daire suretinde icad edip, insanı nokta-i merkeziyede bırakıyor. Âdeta zîhayatlardan maksud olan gayeler onda temerküz ediyor; bütün zîhayatı onun etrafına toplayıp ona hizmetkâr ve musahhar ediyor, onu onlara hâkim ediyor. Demek Hâlık-ı Zülcelâl, zîhayatlar içinde insanı intihap ediyor, âlemde onu irade ve ihtiyar ediyor.

Mektubat, 28. Mektub, s. 424

LÛ­GAT­ÇE:

a’lâ: en iyi, en mükemmel.

Hâlık-ı Rahman: yarattıklarının rızkını veren merhametli yaratıcı, Allah.

halk etmek: yaratmak.

hilkat-ı âlem: âlemin yaratılışı.

ibad: abdler, kullar, ibadet edenler.

intâc etmek: netice vermek, sonuç vermek.

intihap etmek: seçmek.

Kur’ân-ı kebîr: büyük Kur’ân.

Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan: açıklamalarıyla akılları benzerini yapmaktan âciz bırakan Kur’ân-ı Kerîm.

musahhar etmek: boyun eğdirmek, emri altına almak.

netice-i hilkat: yaratılışın neticesi.

netice-i hilkat-i âlem: âlemin, kâinatın yaratılış neticesi, gayesi.

şecere-i hilkat: yaratılış ağacı.

zîhayat: hayat sahibi.

Okunma Sayısı: 1198
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    17.4.2024 15:28:36

    "Hâlık-ı Rahman’ın ibadından istediği en mühim iş şükürdür. Furkan-ı Hakîm’de gayet ehemmiyetle şükre davet eder ve şükür etmemekliği, nimetleri tekzip ve inkâr suretinde gösterip, “Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz?” fermanıyla, Sure-i Rahman’da şiddetli ve dehşetli bir surette otuz bir defa şu ayetle tehdit ediyor, şükürsüzlüğün bir tekzip ve inkâr olduğunu gösteriyor." Elimizden kul olarak şükürden başka bir şey gelmiyor Rabbimiz de bunu istiyor. Selam olsun hakkıyla şükredenlere...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı